"هذا ليس كل" - Translation from Arabic to Turkish

    • bu kadar değil
        
    • hepsi bu değil
        
    • sadece bu değil
        
    • Dahası da
        
    • bunlar değil
        
    • sadece o değil
        
    • bu kadar da değil
        
    • Konuşmaktan başka şeyler
        
    Hepsi bu kadar değil. İstanbul'da 1000 cami vardır. Open Subtitles و هذا ليس كل شئ إسطنبول مدينة الألف مسجدِ
    Borcum bu kadar değil, farkındayım. Ancak 700 avro az bir meblağ değil. Open Subtitles هذا ليس كل المبلغ صحيح ، لكن سبع مائة يورو
    Hepsi bu kadar değil. Open Subtitles حسنً ، هذا ليس كل شيء عندما كنت في مقطورتها
    - Tüyo için teşekkürler, patron. - hepsi bu değil. Open Subtitles شكراً على المعلومة , يا زعيم هذا ليس كل شئ
    sadece bu değil biz ayrıca, ona sanki üzerimizden köpük alınır gibi bir yönetme koduyla katlanmak zorundayız. Open Subtitles لكن هذا ليس كل شيء. في النهاية ، نحن ضباط الشرطة علينا أن نتركهم يفعلون ما يحلو لهم. وأحيانا علينا حتى أن نحميهم.
    Am bu kadarla da kalmıyor Dahası da var, TED ومع هذا فقد تبيّن بأن هذا ليس كل شيء.
    Ama aslında sadece bunlar değil... Open Subtitles ولكن هذا ليس كل شيء
    Yüksek tuttuğu sadece o değil. Open Subtitles هذا ليس كل شيء أنها تحافظ على ذلك.
    Hepsi bu kadar da değil. Open Subtitles هذا ليس كل شيء أصحابي بدؤوا يشكون من رجل يلاحقهم
    Konuşmaktan başka şeyler de yapıyoruz. - Etrafta olmanı özleyeceğim. Open Subtitles هذا ليس كل ماكنّا نفعله. أفقتد تواجدك هنا.
    Ama hepsi bu kadar değil. ADAM buraya doğru geliyor. Open Subtitles هذا ليس كل شئ الرجل فى طريقة إلى هنا
    Gözünü bile kırpmadı ama hepsi bu kadar değil. Open Subtitles لايـجفل حتى ، ولكن هذا ليس كل شئ
    - Araştıracağız. - Bir dakika, bu kadar değil. Open Subtitles سنتحرى عن الأمر - مهلاً, هذا ليس كل شيء -
    Hayır hayır, bu kadar değil. Open Subtitles لا لا , هذا ليس كل شيئ , ليس كذلك
    Eva'nın parmak izini bulmuşlar ama hepsi bu kadar değil. Open Subtitles للبحث عن بصمات " إيفا " لكن هذا ليس كل ما وجدوه
    Michel Bavioine caddesinin köşesindeki kafede ancak hepsi bu kadar değil efendim. Open Subtitles (مقهى في زاوية (ريو ميشيل بافيوين لكن هذا ليس كل شيء سيدي
    hepsi bu değil. Ordu binalarının yıkımında sen de rol oynadın. Open Subtitles هذا ليس كل شيء، لقد كنتِ جزءًا من مفسدي المباني العسكرية
    Biliyorsunuz, hepsi bu değil Bu sadece politika değil. Open Subtitles تعلم , هذا ليس كل شيء , يا رجل إنها ليست سياسة فقط
    Endişelenmeniz gereken sadece bu değil. Open Subtitles هذا ليس كل شيء عليك أن تقلق حوله
    Benim yaptığım sadece bu değil. Benim ilgilerim var. Open Subtitles هذا ليس كل شيء أقوم به ، لدي اهتمامات
    - Skip sana çıkma teklif edecekmiş! - Dahası da var! Open Subtitles سكيب مارتن), سيدعوك للخروج)- هذا ليس كل شيء-
    - Sadece bunlar değil. Open Subtitles هذا ليس كل ما لدينا
    sadece o değil. Biz de varız. Open Subtitles هذا ليس كل من معك, "ماجى" نحن معك.
    bu kadar da değil. Open Subtitles هذا ليس كل شئ ليس عن طريق تسديدة طويلة
    Konuşmaktan başka şeyler de yapıyoruz. - Etrafta olmanı özleyeceğim. Open Subtitles هذا ليس كل ماكنّا نفعله. أفقتد تواجدك هنا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more