| Bu yasadışı. Oraya fotoğraf makinası sokamazsın. | Open Subtitles | هذا مخالف للقانون لا تستطيع إحضار الكاميرا إلى هناك |
| Bu yasadışı sanırım. Silahı olan bir adam biliyorum... | Open Subtitles | اعتقد ان هذا مخالف للقانون اعرف رفاق معهم اسلحة |
| Ama bugün değil, çünkü Bu yasadışı olurdu. | Open Subtitles | ولكن ليس اليوم لان هذا مخالف للقانون |
| Bir cinayeti bildirmememiz yasalara aykırı. | Open Subtitles | هذا مخالف للقانون, أنا لانبلغ عن الجريمة لم تكن جريمة, لقد كان دما على الأرض |
| Ona hatırlattığım ise bunun muhtemelen bu devlette yasalara aykırı olduğuydu. | Open Subtitles | ولقد ذكرته بأن هذا مخالف للقانون في هذة الولاية |
| Benim soruşturma altında olmayan birinin geçmişini araştırmam kanunlara aykırı. | Open Subtitles | تقنياً، هذا مخالف للقانون لأبحث عن أحد ليس له علاقة بتحقيق إجرامي |
| Bu kanuna aykırı! | Open Subtitles | هذا مخالف للقانون |
| Bu yasadışı. | Open Subtitles | هذا مخالف للقانون. |
| Bunu suç haline getiren şey, yasalara aykırı olması. | Open Subtitles | ...ما يجعل من الأمر جريمة ...أن هذا مخالف للقانون... |
| Bu yaptığımız yasalara aykırı. Tutuklanabiliriz. | Open Subtitles | هذا مخالف للقانون قد نتعرض للاعتقال |
| Çelenk mi? Hayır, efendim. Bu yasalara aykırı. | Open Subtitles | إطار، لا يا سيدي هذا مخالف للقانون |
| Bu yasalara aykırı mı? | Open Subtitles | هل هذا مخالف للقانون ؟ |
| Bir kızın belli bir tipinin olmasının... kanunlara aykırı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | إقناعي بغير ذلك لم أكن أعلم أن هذا مخالف للقانون |
| Bu kanunlara aykırı. | Open Subtitles | هذا مخالف للقانون. |
| Bu kanuna aykırı. | Open Subtitles | هذا مخالف للقانون. |