| Annen öldü. Burası senin evin. Artık sen cevaplamalısın. | Open Subtitles | أمك ماتت ، هذا منزلك الآن وعليك أن تجيب على الهاتف بنفسك |
| Duygu sömürüsü yapma. Burası senin evin. | Open Subtitles | لا تكن ميلودرامياً هذا منزلك و نحن عائلتك |
| Dinle, haddimi aşmak istemem. Burası senin evin ve buraya seçtiğin herkesi ...veya her şeyi getirmekte özgürsün. | Open Subtitles | اسمعني، لا أريد تخطي حدودي هذا منزلك وأنت حر فيمن تحضرهم إليه |
| Artık burası evin. - Amacımız yeteneğini kontrol etmek. | Open Subtitles | هذا منزلك الآن ومهمتنا هي التحكم بعطيتك؟ |
| Bu senin evin, cipin ve bu da beni tanıştığımız gün götürdüğün hastane ve acil servis. | Open Subtitles | هذا منزلك وسيارتك الجيب، وهذه المستشفى التي أخدتني إليها يوم تقابلنا. |
| Eviniz burası, matmazel. Burası herkesin evi. | Open Subtitles | هذا منزلك يا آنستي, هذا منزل الجميع |
| - Burası sizin eviniz mi? - Pekala, tabii ki benim değil. | Open Subtitles | هل هذا منزلك - انه ليس ملكي فى الحقيقه - |
| Burası senin evin değildi, anneme ait. | Open Subtitles | لم يكن هذا منزلك أبداً، إنه مسجل باسم أمي |
| Burası senin evin ve her zaman gelebilirsin. Ama kanepede yatmak zorundasın. Eski odanı Jim'e verdim. | Open Subtitles | حسنا اذاً هذا منزلك و مرحب بك دوما يتوجب عليك النوم على الكنبة فقد اعطيت غرفتك القديمة لجيم |
| Artık Burası senin evin ve burada yalnızca İngilizce konuşacaksın. | Open Subtitles | هذا منزلك. ومن الان ستتكلمين الانجليزية هنا فقط |
| Burası senin evin ve etrafta dolanamayacaksın. | Open Subtitles | لأن هذا منزلك و الكلاب وحدها من تسمح لأنفسها بأن تبرح ضرباً. |
| Artık Burası senin evin. Eğlendiğinden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | هذا منزلك الآن، أريد التأكد فقط أنكِ تقضين وقتا ممتعا |
| Üzgünüm, Mayfield. Burası senin evin biliyorum ama o benim avım. | Open Subtitles | آسف يا "مايفيلد" أنا أعرف أن هذا منزلك و كل تلك الأشياء |
| Burası senin evin. Ben sadece salata hazırlıyorum. | Open Subtitles | هذا منزلك . أنا فقط أصنع السلطة |
| Artık burası evin. | Open Subtitles | هذا منزلك الان |
| Bu senin evin, cipin ve bu da beni tanıştığımız gün götürdüğün hastane ve acil servis. | Open Subtitles | هذا منزلك وسيارتك الجيب، وهذه المستشفى التي أخدتني إليها يوم تقابلنا. |
| Eviniz burası olacak, hanımefendi. | Open Subtitles | سيكون هذا منزلك ، سيدتي |
| Burası sizin eviniz, efendim. | Open Subtitles | هذا منزلك يا سيدي. |
| Bu ev senin mi, yoksa onun mu? | Open Subtitles | هل هذا منزلك أم منزلها؟ |
| Yurdun burası, değil mi? | Open Subtitles | هذا منزلك أليس كذلك؟ |
| Mune, artık senin evin burası. | Open Subtitles | حسناً ,ميون هذا منزلك الآن |
| Senin mezarın burada değil,Rachel. Burası senin evin değil. | Open Subtitles | قبرك لم يكن هنا رايتشل لم يكن هذا منزلك |