| Aslında Çok komik ve doğru da. | Open Subtitles | لا, بالحقيقه هذا مُضحك مسلي جداً, و صادق |
| Çok komik, çünkü ürünümüz o kadar iyi ki, sonunda ne olacağımız da umurumuzda değil mesajı veriyor. | Open Subtitles | هذا مُضحك للغاية لأنه يقول بان منتجنا جيد للغاية نحن لسنا مهتمين حتى بانفسنا |
| - Bu komik. Ben de aynı öneriyi yapmak üzereydim. | Open Subtitles | هذا مُضحك ، لقد كنت على وشك تقديم نفس الإقتراح |
| - Bu komik. Ben de aynı öneriyi yapmak üzereydim. | Open Subtitles | هذا مُضحك ، لقد كنت على وشك تقديم نفس الإقتراح |
| İlginç. | Open Subtitles | هذا مُضحك نوعاً ما , لانة قال |
| Bu Çok tuhaf. Çünkü aklındaki şeyin bu olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | هذا مُضحك جدا لإنّى ظننت أن هذا قد يكون ما تُفكّر فيه |
| Bu Çok komik çünkü ben de sana bunu sormak için gelmiştim. | Open Subtitles | هذا مُضحك ، لأنني أتيتُ إلى هنا لأسألك هذا |
| Çok komik, dün öğle yemeğinde benim masama gelip yardımımı isteyen Atrianları hatırlatmalıyım. | Open Subtitles | هذا مُضحك , أتذكر أن بعض الاتريين اتو البارحة الى طاولة طعامي وطلبو مني المُساعدة |
| Evet, Çok komik. Yabancı çocukla dalga geçin. | Open Subtitles | هذا مُضحك جدًا، اسخروا من الرجل الأجنبي. |
| Çok komik, çünkü duyduğuma göre hurdaya dönmüştü. | Open Subtitles | هذا مُضحك,أتعلم,لآنـي... سمعت أنها تحطمت تماماً. |
| Çok komik. Ama fiyat 500 dolar. | Open Subtitles | هذا مُضحك ولكن السعر هو 500 دولار ؟ |
| Son üç gün içerisinde onunla yaptığın yedi telefon görüşmesini göz önüne alırsak Bu komik kaçıyor. | Open Subtitles | هذا مُضحك بالإعتبار أنّكِ أجريتُ سبعة مُكالمات هاتفيّة له على مدى الأيّام الثلاثة الماضية. |
| Ama Bu komik çünkü vakum odaları çok kurudur ve bu aygıt aslında sözde uzaya gitmek içindi. | Open Subtitles | ولكن هذا مُضحك لأن الغرف الفراغية مُجففة تماماً، وهذا الجهاز كان من المفترض أن يذهب للفضاء. |
| Öyle söylemedim zaten. Bu komik, değil mi? | Open Subtitles | لم أقل أنكَ كُنتَ تَفعل هذا مُضحك ، صحيح ؟ |
| Çok ilginç. | Open Subtitles | هذا مُضحك. |
| İlginç. | Open Subtitles | -يا للروعة، هذا مُضحك . |
| Çok tuhaf efendim, şu yeni 'siper çıkış merdivenleri'ni de biz ısmarlamadık. | Open Subtitles | هذا مُضحك, سيدي, لأننا لم نطلب سلالم الخنادق الجديدة أيضاً. |
| Öyle diyorsanız, bu Çok komik. | Open Subtitles | لأن هذا مُضحك إذا كُنتَ تنتعُني |
| Evet, Komikmiş. | Open Subtitles | نعم، هذا مُضحك. |
| Komikmis; ben de senin bana neden Noel kartı gondermedigini. | Open Subtitles | هذا مُضحك; لقد كنتُ أتساءل لما لم ترسل بطاقة مُعايدة |
| İnanılmaz! Bunu komik mi sanıyorsunuz? | Open Subtitles | لا يُصدق , أتحسبُ هذا مُضحك ؟ |
| - Bunun komik olduğunu düşünüyorsan neden ofisine dönüp güzel, dev bir kahkaha atmıyorsun? | Open Subtitles | ... ـ سيد أندرسون ـ هل تظُن أن هذا مُضحك لماذا لا تعود إلى مكتبك وتستمتع بالضحك الكبير هناك ؟ |