| Ve bunu yapmak için 13 dakikam kaldığından, bu biraz hızlıca olacak. | TED | وعلماً بأن لديّ 13 دقيقة لفعل ذلك، سيكون هذا نوعاً ما سريع. |
| bu biraz da Hıristiyanlıktaki kefaret inancına benzer, yani daha önce yapmış olabileceğiniz kötü şeyleri telafi edebilmek için yaptığınız iyi şeyler gibi. | Open Subtitles | هذا نوعاً ما تكفير على الطريقة المسيحية حيث تقوم ببعض الأعمال الجدية على الأرض لكى تعوض عن الأشياء السيئة التى قمت بها |
| - bu biraz kişisel olacak. | Open Subtitles | حسناً ، هذا نوعاً ما سؤال شحصي |
| Ama bir açıdan bu biraz komik. | Open Subtitles | بطريـقة ما، هذا نوعاً ما مضحك |
| Tamam, bu biraz hoş. | Open Subtitles | حسناً , هذا نوعاً ما لطيف |
| Çünkü bu biraz zahmetli bizim için." | Open Subtitles | "لان هذا نوعاً ما سيء بالنسبة لنا" |
| bu biraz ürpertici. | Open Subtitles | هذا نوعاً ما مخيف. |
| bu biraz garip. | Open Subtitles | هذا نوعاً ما غريب |
| bu biraz sürpriz oldu. | Open Subtitles | هذا نوعاً ما مفاجأة |
| Sonra karanlıkta burada beklerken ve sen de sabah kalkarken düşündüm ki, bu biraz korkutucu ve tehdit ediyor gibi olabilir. | Open Subtitles | لذا حينما قمت بالفعل بالإختباء هنا بالظلام وأنتم كنتم تستيقظون للصباح ظننت من الممكن أن يبدو هذا نوعاً ما" "تهديداً و وعيداً |
| - bu biraz sert oldu. | Open Subtitles | هذا نوعاً ما قاسي |
| bu biraz şey... | Open Subtitles | ... حسناً هذا نوعاً ما |
| Biliyorum, bu biraz aşırı gibi değil mi? | Open Subtitles | أدري.. هذا نوعاً ما ... |
| Han, bu biraz karanlık taraf gibi oldu. | Open Subtitles | (هان) هذا نوعاً ما مظلم |