| Evet, bende tam olarak bunu size göstermeye geldim. | Open Subtitles | حسنا، هذا هو بالضبط ما كنت جئت هنا للتباهي. |
| Benle ya da bensiz, Alec'le ikiniz tam olarak bunu yapacaksınız. | Open Subtitles | مع أو بدون لي، هذا هو بالضبط ما كنت وأليك تنوي القيام به. |
| Doğurganlık ilacı, laboratuardakiler tam da bunu söylediler.Ama bu ilacı büyük bir miktarda enjekte ettiğinde, yumurtalık kisti yaratır.Tanrıya şükür ki genç zeki bir cerrah vardı, Trace, yoksa bizi çok korkutmuştun. | Open Subtitles | دواء الخصوبة. هذا هو بالضبط ما قاله الرجال مختبر لي. ولكن اتضح أن Pergonal، |
| Size verdiklerim işinizi görür, Andy, tam da bunu söylemek istiyordum. | Open Subtitles | تلك التي كنت قد أعطيت لك، أندي ، هذا هو بالضبط ما أتحدث عنه ، |
| Çünkü ona Tam olarak öyle olduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | لأن هذا هو بالضبط ما أنا ذاهب لاقول لها. |
| Bu da Tam olarak öyle. | Open Subtitles | هذا هو بالضبط ما يدل الأمر عليه |
| Gerçekte de bu aslında şu anda benim konuşmamı dinlerken sizlerin beyinlerine olan şey. | TED | وفي الواقع، هذا هو بالضبط ما يحدث الآن في دماغك حينما تستمع إلى صوتي وأنا أتكلم. |
| Çünkü ateş eden kişi üniforma giymiyor olsaydı olay tam da bu olurdu. | Open Subtitles | لأن هذا هو بالضبط ما كان سيحدث لو لم يكن مطلق النار يرتدي الزي العسكري |
| Ama ben bununla ölümüne mücadele edeceğim çünkü tam olarak bunu gerektirecek bir şey bu. | Open Subtitles | لكن في سبيل هدفي سأقاتل حتى الموت لأن هذا هو بالضبط ما يتطلبه الأمر |
| İşte tam olarak bunu söyleyecektiniz. | Open Subtitles | أي ملعب الجديد؟ هذا هو بالضبط ما ستقوله |
| Dışarıdan bakıldığı zaman tam olarak bunu yapıyorsun. | Open Subtitles | ... و كل المظاهر الخارجية هذا هو بالضبط ما كنتَ تقوم به |
| Evet, tam tam olarak bunu yaptım. | Open Subtitles | نعم، هذا ... هذا هو بالضبط ما فعلته. لقد وجدت كل تلك الأجزاء |
| Ben de tam olarak bunu öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | هذا هو بالضبط ما أنوي معرفته |
| Kimmy tam da bunu yapardı. | Open Subtitles | أوه، هذا هو بالضبط ما كيمي ستفعل. |
| tam da bunu kastetmiştim. | Open Subtitles | هذا هو بالضبط ما أعنيه |
| Tam olarak öyle. | Open Subtitles | هذا هو بالضبط ما أعنيه. |
| Tam olarak öyle oldu. | Open Subtitles | هذا هو بالضبط ما حدث. |
| Tam olarak öyle. | Open Subtitles | هذا هو بالضبط ما هو عليه |
| Sahip olmadığımız şey de bu zaten. | Open Subtitles | حسناً .. هذا هو بالضبط ما لا نملكه ، يا دكتور |
| Evet, işte tam olarak hoşuma gitmeyen de bu. | Open Subtitles | نعم، حسنا، هذا هو بالضبط ما أنا لا أحب حول هذا الموضوع. |
| - Yapmamız gereken tam da bu. | Open Subtitles | داخل المجمع هذا هو بالضبط ما يتعين علينا القيام به |
| Biliyor musun, aklımdan tam da bu geçiyordu. | Open Subtitles | هل تعرف لماذا؟ هذا هو بالضبط ما كان يدور في خلدي. |