Gerçekten, bunu yalnız yaşamak zorunda kaldığın için çok üzgünüm. Dixon burda mı? | Open Subtitles | حقا، آسف لأنه كان عليك المرور بكل هذا وحدكِ. هل (ديكسون) هنا؟ |
bunu yalnız yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا يمكنكِ أن تفعلي هذا وحدكِ. |
bunu yalnız yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليك فعل هذا وحدكِ. |
Söyleyebileceğimiz bir şey olmadığını biliyorum ama bilmeni istiyoruz ki bunu yalnız yaşamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أعرف أنّه ما مِنْ كلام يهوّن عليكِ إنّما أردنا أنْ تعرفي... -أنّكِ لستِ مضطرّة لخوض هذا وحدكِ |
- bunu yalnız yapamazsın. | Open Subtitles | -لا يمكنك فعل هذا وحدكِ . |