| Yapmaya değer olup olmadığını öğrenmek için 10-20 yıl bekleyemeyiz. | TED | نستطيع الانتظار 10 و20 سنة لاكتشاف ذلك إذا كان هذا يستحق العمل عليه. |
| Bence kesinlikle denemeye değer. | TED | وبالنسبة لي، هذا يستحق بالتأكيد المحاولة من أجله. |
| Denemeye değer biliyorum. Kesinlikle inanıyorum ki sonunda bu işi halledeceğiz. | TED | وأوقن أن هذا يستحق المحاولة، وأعتقد بحق أننا وفي نهاية المطاف، سننجز الأمر على أكمل وجه. |
| En azından, birçoğunun yapılmasını kolaylaştırdık ve bence bu kayda değer. | TED | وعلى الأقل، قمنا بتحفيز الكثير منهم إلى الإنتاج وأعتقد أن هذا يستحق الملاحظة |
| Geçen gece bunu yazmak için harcadığım altı saate kesinlikle değerdi! | Open Subtitles | كان هذا يستحق حقاً الستة ساعات التي أمضيتها بكتابته أمس |
| Bu gülümsemeyi tekrar görmek için değerdi. | Open Subtitles | هذا يستحق العناء لأن أرى هذه الفتاة تبتسم ثانيةَ |
| Hiç bunlara değer mi, diye düşündüğün oluyor mu? | Open Subtitles | ألا تفكر أحياناً إن كان هذا يستحق كل ذلك؟ |
| Hiç bunlara değer mi, diye düşündüğün oluyor mu? | Open Subtitles | ألا تفكر أحياناً إن كان هذا يستحق كل ذلك؟ |
| değer valla. Bir daha o çirkin suratlarınızı görmeyeceğim. | Open Subtitles | هذا يستحق الأمر، لأني لن أرى وجوهكم مرة أخرى |
| Umarım buna değer. | Open Subtitles | بالتأكيد أتمنى أن يكون هذا يستحق كل هذا العناء. |
| İyi düşünün askerler, savaşmaya değer mi, değmez mi? | Open Subtitles | اظن ان الموضوع قد انتهى يا رجال أن هذا يستحق القتال من أجله |
| Bunun daha önce açıklamaya değer olmadığını mı düşündün? | Open Subtitles | الم تكن تعتقد ان هذا يستحق ان تقوله من قبل؟ |
| Ve sen de bunu bana söylemeye değer bulmadın? | Open Subtitles | و انتِ لم تعتقدى ان هذا يستحق ان تخبرينى به |
| Ve sen de bunu bana söylemeye değer bulmadın? | Open Subtitles | و انتِ لم تعتقدى ان هذا يستحق ان تخبرينى به |
| Peki. Denemeye değer. Norfolk'u ararım. | Open Subtitles | حسنا، هذا يستحق التجاوز،، سوف اتصل بنورفلك |
| Bahsetmeye değer mi bilmiyorum. Masallarda her zaman yer almaz. | Open Subtitles | هناك واحد آخر لا أعرف إن كان هذا يستحق أن أذكره |
| Tek yapacağımız kendi halkalarımızı onlarınkine yakın tutmak. Denemeye değer. | Open Subtitles | فقط نجهز حلقاتنا للبحث عن أقرب مهبط آخر , هذا يستحق المحاولة |
| Tabii ya, yeni kız arkadaş. İşte bu cehenneme gitmeye değer. | Open Subtitles | صحيح ، الحصول على فتاة هذا يستحق النضال من أجله |
| Denemeye değerdi. Bir dahaki görüşmemizde şöyle yapacağız: Hepiniz ilk kez derste konuşma yapacaksınız. | Open Subtitles | كان هذا يستحق المحاولة عندما نبدأ فهذا ما سنفعله كل منكم سيخاطب الصف لأول مرة |
| ...ama bu, bu beklemeye değerdi. | Open Subtitles | اليوم , لكن هذا هذا يستحق الإنتظار |