| Uzun zaman önce ölmüş. Bu yüzden toz gibiydi. | Open Subtitles | موت قديم العهد, هذا يفسر بأنه كان مسحوقاً |
| Hep sızıntı olur. Belki Bu yüzden çürümüştür. | Open Subtitles | التسربات نادرة ربما هذا يفسر التعفن الجاف |
| Bulunduğum yeri saptayıp yelkenliyi nasıl ele geçirdiklerini açıklıyor bu. | Open Subtitles | هذا يفسر قدرتهم على معرفة مكاني و الحصول على قاربي |
| Ehliyetinin süresinin dolmasını bu açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يفسر لماذا انتهت مدة صلاحية الترخيص. |
| Belki de yoldan çıktılar ve ışık hızına en yakın hızla devam etmek zorunda kaldılar milyonlarca yıl önce Pegasus'tan ayrılmamış olsalar da nasıl o kadar ışık yılı uzakta olduklarını açıklar bu. | Open Subtitles | ربما تكون و قد أسقط فى يدهم و إضطروا للإستمرار بأقرب سرعة ممكنة من سرعة الضوء هذا يفسر إبتعادهم اكثر من مليون سنة ضوئية عن مجرة بيجاسوس دون الحاجة للسفر لمدة مليون عام |
| Niye telsizle yardım çağıramadığı belli oldu, değil mi? | Open Subtitles | إذاً هذا يفسر لماذا لم يقدر على إستعمال المذياع طلباً للمساعدة صحيح ؟ |
| Haritayı ve balıkçılarımızın peşinde olduğu şeyi açıklıyor; batık hazine. | Open Subtitles | هذا يفسر الخريطة وما كان يبحث عنه الصيادون الكنز الغارق |
| Bu yüzden ilk cadıyı zamanında bulamamışız olmalıyız. | Open Subtitles | هذا يفسر عدم وصولنا إلى الساحرة في الوقت المناسب |
| Bu yüzden gelmek istemedi. | Open Subtitles | . لكن كلينتون أدار تلك اللعبه كمحام و هذا يفسر لماذا لم يذهب |
| Demek Bu yüzden parmağım sürekli sızlıyormuş, dedi. | Open Subtitles | قال بأن هذا يفسر شعوره بالوخز الدائم في إصبع قدمه الكبير |
| Bu yüzden Hamas çiçek virüsünü alması için onu seçmişti. | Open Subtitles | هذا يفسر استخدام حماس له لاستعادة فيروس الجدري |
| -Birden nasıl altmış dört bin dolar aldığını açıklıyor bu. | Open Subtitles | هذا يفسر من أين جائت أموالك الـ 65 ألفاً الغير محددة |
| Hızlı iyileşmemizi açıklıyor bu. | Open Subtitles | هذا يفسر لِماذا يُمْكِنُنا أَنْ نُشفي بسرعة. |
| bu açıklıyor duyduğum çakma ve geçirme seslerini | Open Subtitles | هذا يفسر اصوات القرع و الثاقب الكهربائي التي اسمعها |
| bu açıklıyor. Gel buraya seni aptal köpek. | Open Subtitles | هذا يفسر الأمر، تعال أيها الكلب الغبي |
| Elektriğin gitmesini neden takmadıklarını açıklar bu. | Open Subtitles | هذا يفسر لماذا كانوا غير مهتمين بقطع الطاقة |
| - Kesinti nedeni belli oldu. | Open Subtitles | وخرج من صدره هذا يفسر سبب انقطاع الكهرباء |
| - Bu birkaç şeyi açıklıyor. - Sanırım sizin evde bunlardan yok. | Open Subtitles | هذا يفسر العديد من الأشياء لا أعتقد أن لديك واحده مثلها فى عالمكم |
| Parkta o yüzden üzerime atladın Demek. | Open Subtitles | هذا يفسر سبب قفزك أمامي في المنتزه، كما أخمن |
| Ve bu onların neden beklediğimiz kadar gelişmiş olmadıklarını da açıklar. | Open Subtitles | هذا يفسر سبب كونهم غير متقدمين كما توقعنا |
| Şimdi her şey anlaşılıyor. Ses ya da hayalet falan yoktu hiç. | Open Subtitles | هذا يفسر كل شي لم يكن هناك أي أشباح , وذاك الضجيج |
| Kadınları nesneleştirmeni ve seks objesi olarak görmeni açıklayabilir. | Open Subtitles | أظن أن هذا يفسر لماذا تقوم بتجسيد النساء و تعاملهم كأدوات جنسية |
| Eh Şimdi anlaşıldı, böcekleri emen bir ışık varsa! | Open Subtitles | اذا هذا يفسر كل شئ ضؤ قادم من السحاب يمتص الحشرات .. |
| Ama dilindeki zarda olan tahrişin sebebi bu olabilir. | Open Subtitles | لكن هذا يفسر التهيج على الغشاء المخاطي للسانها |
| Bu dişçimin ağzından gelen kötü kokuların nedenini açıklıyor. | Open Subtitles | حسناً هذا يفسر النفس الكريه لطبيب الأسنان |