| Bu kanlı tişörtü açıklıyor, ve çamurdaki ayak izlerini de. | Open Subtitles | هذا يُفسر وجود الدماء على القميص الذى وجدناه والقارب الذى وجدناه |
| Bu dünyanın en mutlu insanları olan sombrerosların... neden üzgün olduğunu açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر لما هناك العديد من الناس المرتدين القبعة المكسيكية حزينون والتي من المُفترض أنها أسعد قبعة في العالم |
| Bu, olay mahallerinde neden o izleri bulduğumuzu açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر سبب عثورنا على آثار منه في مسارح الجرائم. |
| Diş fırçasını açıklıyor ama neden birlikte yattığımızı açıklamıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر فرشاة الأسنان لكن ليس كيف إنتهى بنا الأمر معاُ في الفراش |
| İşte bu, neden gelmek istemediğini açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر كل شيء، لهذا السبب هي لا تريد أن تأتي |
| Neden hiç eve gitmediğini ve bütün o gizliliği açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر سبب عدم تواجده بالمنزل على الإطلاق وكل تلك السرية |
| Bu kesinlikle ülkenin en büyük sırlarından birine erişimini açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر بكل تأكيد تمكنها من معرفة أكبر أسرار تلك الأمة |
| Bu neden saldırdığını açıklıyor Düzenli ve neden ona saldırdı. | Open Subtitles | هذا يُفسر سبب إعتدائها على المُنظم وسبب إعتداءه عليها |
| Bu her şeyi açıklıyor. - Artık mutlu musun? | Open Subtitles | هذا يُفسر الأمر , هل انت سعيد الآن ؟ |
| Bu söylediği bazı şeyleri açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر بعض الأشياء التي قالتها |
| Ama evi niye karıştırdıklarını açıklıyor. | Open Subtitles | لكن هذا يُفسر لماذا خربوا الشقة. |
| Bu asansördeki olayı açıklıyor. | Open Subtitles | أوه، هذا يُفسر ما حدث في المصعد. |
| Sanırım bu Scopuli mürettebatına neler olduğunu açıklıyor. | Open Subtitles | " أخمن أن هذا يُفسر ما حدث لطاقم سفينة " سكوبيولاى |
| Bu her zaman huysuz olmanızı açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر سر غضب كلاكما طوال الوقت |
| Bu ağacın etrafındaki kanı açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر وجود دماء دول الشجرة |
| - Bu her şeyi açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر الأمر |
| İşte bu herşeyi açıklıyor. | Open Subtitles | حسناً .. هذا يُفسر كل شئ |
| Bu da ehliyet belgesindeki fotoğrafını açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر الصورة الفوتوغرافية |
| birçok şeyi açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يُفسر الكثير. |
| Evet, anlıyorum. Bu durumu açıklıyor. | Open Subtitles | فهمت، أجل هذا يُفسر الأمر |