| Bu taşlar her parçanın mistik titreşimleri ile bir uyum içindeler. | Open Subtitles | هذه الأحجار الكريمة هي انسجاما مع الاهتزازات الصوفي من كل جزء. |
| Bu taşlar, tonozlar, kuleler, saraylar değil. | Open Subtitles | ليس هذه الأحجار و الأخشاب الأبراج و القصور |
| Bu taşlar, tonozlar, kuleler, saraylar değil. | Open Subtitles | ليست هذه الأحجار و الأشجار و لا القلاع و القصور |
| Eğer beş dakika içinde Bu taşları açamazsak, öldük. | Open Subtitles | إذا لم نحصل على هذه الأحجار مفتوحة خلال خمس دقائق فنحن موتى |
| Eğer beş dakika içinde Bu taşları açamazsak, öldük. | Open Subtitles | إذا لم نحصل على هذه الأحجار مفتوحة خلال خمس دقائق فنحن موتى |
| Bu taşlardan sadece bir tanesi bile oynasa... bu Koca Piramit yerle bir olur. | Open Subtitles | لو أن أحد هذه الأحجار خارج ببوصة واحدة عن الصف لأنهار كل هذا الهرم العظيم |
| Bu şehri savunacağız, ama bu taş duvarlar için değil, içinde yaşayan insanlar için! | Open Subtitles | ـ هذا غير مقبول ـ إهدأ نحن ندافع عن هذه المدينة ليس لحماية هذه الأحجار |
| Bunların içinde bir ateş var, bana güvenin. | Open Subtitles | هذه الأحجار رائعة بالفعل، ثقوا بي. |
| Bu taşlar aslında Eskiler'in bir iletişim cihazı, kullanıcıları fiziksel olarak bağlayan şeyler. | Open Subtitles | هذه الأحجار هي شكل قديم من جهاز اتصال.. يربط المستخدمين بشكل جسدي ويسمح لهم بالرؤية من خلال أعين بعضهم |
| Bu taşlar özel bir enerji yayıyor, benim de yaptığım bunları odaklanmak. | Open Subtitles | هذه الأحجار تنشر طاقة خاصة, كل ما أفعله هو تركيزها. |
| Bakın, Bu taşlar bir sınır gibi sanki antik bir uyarı gibi. | Open Subtitles | أنظر, هذه الأحجار هي مثل الحواجز مثل علامة تحذير قديمة أو شيء كهذا. |
| Bu taşlar Hydra'nın ilk kurulduğu günden beri amaçladığı her şeyin anahtarı. | Open Subtitles | هذه الأحجار هي مفتاح كل شيء تسعى إليه "هيدرا" منذ أن شكلت. |
| Bu taşlar Eskiler'e ait iletişim araçları. | Open Subtitles | هذه الأحجار هي شكل قديم من جهاز اتصال... |
| Bu taşlar kusursuz bir şekilde hizalanmış. | Open Subtitles | هذه الأحجار جميعها مصطفة بشكل مثالي |
| Bu taşları alabilmek için yaptıklarımdan haberdar değil misin? | Open Subtitles | ألم تسمع ما فعلتُه لكي أحصل على هذه الأحجار ؟ |
| Bana Bu taşları nasıl kullanacağımı göster ben de onu öldürmeyeyim. | Open Subtitles | الآن، ارني كيفية استخدام هذه الأحجار وإلّا أقتلها. |
| Bu taşları birçok yerde saklıyoruz. | Open Subtitles | نبقي هذه الأحجار في العديد من الأماكن. |
| Bu taşları köyün dışında görmüştük ve Kelt sembolleri hakkında pek bir şey bilmiyorum... | Open Subtitles | رأينا هذه الأحجار في خارج المدينة و أنا لا أعرف الكثير عن الرموز الكليكتية... حسنا, هذا هراء |
| Bu taşlardan 88 tane var. | Open Subtitles | هُناك 88 من هذه الأحجار |
| - Sessiz ol! Bu şehri savunacağız, ama bu taş duvarlar için değil, içinde yaşayan insanlar için! | Open Subtitles | نحن ندافع عن هذه المدينة ليس لحماية هذه الأحجار |
| Bunların içinde bir ateş var, bana güvenin. | Open Subtitles | هذه الأحجار رائعة بالفعل، ثقوا بي. |