| Siz, bunu biliyorsunuz; ben, bunu biliyorum, fakat bu hatalar hakkında konuşarak... ...zamanı, bizim zamanımızı harcamayalım çünkü bütün gün buradayız. | TED | أنت تعرفون ذلك ، وأنا أعرف ذلك ، ولكن دعونا لا نضيع الوقت ، وقتنا ، في الحديث عن هذه الأخطاء لأننا سوف ننفق يوما كاملا هنا. |
| Ve tüm bu hatalar için derin bir pişmanlık duyuyorum. | Open Subtitles | وأشعر بسبب كل هذه الأخطاء بندم عميق |
| Ama bu hatalar John, bunlar olamaz. | Open Subtitles | ولكن هذه الأخطاء يا "جون" لا يمكنها ان تحدث |
| Fakat ya o hataların hepsi plânlarının bir parçasıysa? | Open Subtitles | ولكن ماذا لو أن هذه الأخطاء جزء من خطتهم ؟ |
| Ancak o hataların, Walden'ın hayatını mahvetmesine izin vermemeliyiz. | Open Subtitles | لكن لا يجدر بنا ترك هذه الأخطاء لتفسد الأمور على (والدن) |
| - Sen böyle hatalar yapmazsın. | Open Subtitles | إنك لاترتكب مثل هذه الأخطاء. |
| bu hataları düzeltmek için simülatörler doğa kanunlarındaki değişmezleri uyarlayabilir. | TED | ولإصلاح هذه الأخطاء فإن بمقدور عناصر المحاكـاة أن تضبط الثوابت في قوانين الطبيعة. |
| Tüm bu hatalar... | Open Subtitles | ..كل هذه الأخطاء |
| Hayır böyle hatalar yapmaya devam et. | Open Subtitles | كلا، استمري في هذه الأخطاء . |
| Ama çok azı bu hataları kabullenebilme gücüne sahipler, onları öylesine bir sevgiyle örttün ki, artık hata değillerdi. | Open Subtitles | و لكن القليل منهم لديهم الشجاعه لتقبل هذه الأخطاء و منح هذا المقدار من الحب حتى يتلاشى الخطأ |
| Ama çok azı bu hataları kabullenebilme gücüne sahipler, onları öylesine bir sevgiyle örttün ki, artık hata değillerdi. | Open Subtitles | و لكن القليل منهم لديهم الشجاعه لتقبل هذه الأخطاء و منح هذا المقدار من الحب حتى يتلاشى الخطأ |