| Benim liderliğimde öyle bir birlik bu zor zamanlarda çok faydalı olabilir. | Open Subtitles | قوة كهذه تحت قيادتي قد تثبت نفسها في هذه الأوقات العصيبة. |
| Kısa ama çok kârlı bir ziyaret oldu. Müsabakaların sayesinde halk bu zor zamanlarda çok gereken eğlence ihtiyacını gidermiş oldu. | Open Subtitles | رغم ذلك إقامته كانت ذات فائدة، ألعابك منحت المدينة الإلهاء في هذه الأوقات العصيبة. |
| bu zor zamanlarda sadakatinizi nereye yönelteceğiniz ile ilgili kafanızı karıştıran durumlar olabilir. | Open Subtitles | تقريباً، في هذه الأوقات العصيبة أدرك أنكم قد تواجهون بعض الارتباك في معرفتكم أين يفترض أن تضعوا ولاءكم. |
| Böyle zor zamanlarda bizimle çalışan herkesi kârlarının nerede olduğunu düşünmelerini zorluyoruz. | Open Subtitles | في هذه الأوقات العصيبة نحذركلمن يتعاملبنكياًمعنا ... ليقرروا مع من يجب أن يتعاملوا |
| * Bu zor zamanlar bitkine çeviriyor beni * | Open Subtitles | أوه، هذه الأوقات العصيبة أرهقتني كثيرًا |
| Romu biraz fazla ama bence bu zor zamanlarda fazladan rom mazur görülebilir. | Open Subtitles | خمر الرَم مركّز فيها قليلًا، لكن في هذه الأوقات العصيبة فأظن إضافة المزيد من الرَم مباحًا. |
| İşte bu zor zamanlarda... | Open Subtitles | و في هذه الأوقات العصيبة.. |
| * Bu zor zamanlar * | Open Subtitles | أوه، هذه الأوقات العصيبة |