| bu mektubu gönderene kadar onu kimse fark etmemişti bile. | Open Subtitles | لم يعلم احد بوجود هذا الرجل حتى ارسل هذه الرسالة |
| "Ödülünüzü almak için bu mektubu, büyük ödülü kazanan numaralarla ve istediğiniz dergi aboneliği listesiyle birlikte ofisimize getirmelisiniz." | Open Subtitles | للحصول على جائزتك عليك إعادة ارسال هذه الرسالة فقط لمكتبنا مع رقم جائزتك وقائمة بالمجلات التي تود الاشتراك فيها |
| Bana bir kez daha "Lordum" dersen bu mektubu yakarım. | Open Subtitles | ادعني بسيدي مرة أخرى وسأقوم بحرق هذه الرسالة حتى الرماد. |
| Eğer Bu mektup seni gülümsetiyorsa... bu bizim dost olduğumuzu gösterir. | Open Subtitles | إذا كانت هذه الرسالة جلبت إلابتسامة إلى شفاهك فنحن الآن اصدقاء |
| Bu mektup eline hiç geçmeyebilir ama yazmak beni rahatlatıyor. | Open Subtitles | قد لا تصل إليكِ هذه الرسالة أبداً، لكن الكتابة تريحني |
| Aslında şey, gelirse bu notu ona verir misin lütfen? | Open Subtitles | هل تستطيع أن تعطيها هذه الرسالة إذا عادت هنا ؟ |
| bu mektubu ilk defa seçildiğimde aldım, ve katıldığım her konsey toplantısına hala götürüyorum. | TED | وصلتني هذه الرسالة عندما انتخبت أول مرة، وما زلت أحملها الى أي اجتماع مجلس أذهب اليه. |
| Belki bu mektubu sen de okusan iyi olur. | Open Subtitles | ربما يجب عليك أنت أيضا أن تقرأ هذه الرسالة |
| Umarım bu mektubu aldığınızda... ..orkestrayı iptal edebilirsiniz. | Open Subtitles | آمل أن تصلك هذه الرسالة في الوقت المحدد .. لتلغي الغجر .. |
| Şimdi yeniden sormak istiyorum, Christine Helm, bu mektubu siz mi yazdınız? | Open Subtitles | اٍننى الآن أسألك مرة أخرى هل كتبت هذه الرسالة ؟ |
| Lütfen soruma cevap verin. bu mektubu siz mi yazdınız? | Open Subtitles | أرجوك أن تجيبى سؤالى هل كتبت هذه الرسالة ؟ |
| Skir'de yaşayan Johan Andersson ölü bulundu size de bu mektubu bırakmış. | Open Subtitles | لقد عثرنا على يوهان إندريسون ميتاً في ساكير وعندما غادر ترك لك هذه الرسالة |
| Katil olduğunu ve bu mektubu okuduğunu düşün. | Open Subtitles | حسنٌ، تخيّل لو كنت القاتل وقرأت هذه الرسالة |
| Bu mektup, amerikan tarihinin özgün bir parçası olabilir pekala. | Open Subtitles | هذه الرسالة يمكن أن تكون قطعة أصلية من التاريخ الأمريكي |
| Son olarak, Bu mektup, Bay Culpepper'ın yatak odasında bulundu. | Open Subtitles | وأخيرا , تم اكتشاف هذه الرسالة في غرفة السيد كالبيبر |
| Bu mektup alındıktan sonraki 30 gün içinde onların salıverilmesini talep ediyoruz. | Open Subtitles | و نطالب بالإفراج عنهم في غضون 30 يوما عند استلام هذه الرسالة |
| Sana bu notu getiren genç kadını beğendin mi? | Open Subtitles | أتعجبك هذه الشابة التي أحضرت لك هذه الرسالة الموجزة ؟ |
| Bir gecede Bu mektubun, internet âleminde yayılabileceği aklımın ucundan geçmezdi. | TED | ما لم أكن أتوقعه أبداً أنه تقريباً خلال يوم واحد، اصبحت هذه الرسالة حديث المجتمع. |
| Sadece işin bitince o mektubu imha et, olur mu? | Open Subtitles | فقط تخلّص من هذه الرسالة عندما تنتهي منها هل يمكنك ذلك ؟ |
| "Korsan Birliği gemiyi yağmaladıktan sonra şu mesajı bıraktı:..." | Open Subtitles | الاتحاد القراصنة نهب السفينة وتركت هذه الرسالة. |
| bu mesajı bütün Dünya uluslarına iletmeniz için ısrar ediyorum. | Open Subtitles | واني أحثكم على أن تحيلو هذه الرسالة إلى أمم الأرض. |
| Bu mesajın sadece Amerikalılar için mi olduğunu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعتقد ان هذه الحضارة تبث هذه الرسالة للأمريكان فقط؟ |
| O mesajı alabilecek şeyler cebinizde olduğunda o zaman konuştuğunuz gibi yazmanızı sağlayan koşullara sahipsinizdir. | TED | بمجرد أن يكون في جيبك شئ بإمكانه إستقبال هذه الرسالة عندها تكون قد وفرت الظروف التي تسمح لك بالكتابة مثلما تتكلم |
| Karargâhtan bir mesaj var. | Open Subtitles | لقد تُرِكت هذه الرسالة عند قسم شؤون نيرڤ العامة |
| Fakat bundan üç hafta sonra, başka bir mektup ulaşır, ve şöyle söyler : | Open Subtitles | ثم بعد ثلاثة أسابيع من ذلك، وصلت هذه الرسالة وفيها يقول: |
| Madem çıkıyorsun, şu mektubu da atar mısın? | Open Subtitles | بما أنكِ ستخرجين أيمكنكِ أرسال هذه الرسالة |
| Basının Bu mektuba olan ilgisiyle alakalı bir şey dikkatimi çekti. | TED | لكن شيئاً صدمني حول الانتباه الإعلامي بأن هذه الرسالة كانت تجذب الكثير. |
| bu mesaj benim mi yoksa senin için mi bilemiyorum. | Open Subtitles | انا لا اعلم ان كانت هذه الرسالة لك او لى |
| Örneğin California'daki bir itfaiyeciden aldığım e-postayı sizinle paylaşmak istiyorum: | TED | فلنأخذ على سبيل المثال هذه الرسالة الإلكترونية التي تلقيتها من رجل إطفاءٍ هنا بكالفورنيا. |