Sen o balığı güzelce yakala ve ardından "hoş geldin, ortak". | Open Subtitles | صيد هذه السمكة و اعتبر نفسك شريك في هاودي |
Öyle görünüyor ki bu büyük tepecikleri bu balık yapıyor. Her seferinde bir çakıl taşıyla. Böyle bir şey bulmak gerçekten olağandışı. | TED | تبين أن هذه السمكة الصغيرة البيضاء تبني هذه التلال العملاقة، حصاه واحده كل مرة. إنها حقاً استثنائية للعثور على شيء مثل هذا. |
Bunu denizaltıyla bir süre takip etmek zorunda kaldık, çünkü bu balığın en yüksek hızı 23 deniz mili, denizaltının da en yüksek hızıydı. | TED | كان علينا ان نلاحقه بواسطة الغواصة لفترة من الزمن لان سرعة هذه السمكة القصوى هي عقدة واحدة وكذلك سرعة الغواصة |
Ah, dorado. Büyük bir balık olduğundan iki kişilik almanızı öneririz. | Open Subtitles | الدورادو, هذه سمكة كبيرة جداً لذا ننصح تقديم هذه السمكة لشخصان |
Bu balıklar, resifteki aşınma konusunda büyük rol oynarlar. | Open Subtitles | تلعب هذه السمكة دورا كبيرا في تآكل الشعاب المرجانية |
Bu balıkları kızart, kızım. | Open Subtitles | اقلي هذه السمكة يابنت |
Bu balıkların görgüsü var. | Open Subtitles | هذه السمكة لديها أخلاق |
Sen o balığı güzelce yakala ve ardından "hoş geldin, ortak". | Open Subtitles | صيد هذه السمكة و اعتبر نفسك شريك في هاودي |
Keşke, keşke o balığı öldürmeseydim... | Open Subtitles | يا ليت يا ليت لم اقتل هذه السمكة |
- Bilmiyorum, ama o balığı almalıyız. | Open Subtitles | - لا أعلم - ولكن نحتاج الحصول على هذه السمكة |
Bu tunayı gördüğüm zaman—bu en favori manzaramdır. Merak etmeye başladım: Daha biz boylam problemini çözemeden bu balık nasıl çözdü? | TED | وعندما أرى هذه التونة -- وهو منظري المفضل -- أبدأ في التعجب كيف حلت هذه السمكة مشكلة خط الطول قبلنا ؟ |
Bu nedenle bu balık diğerlerine Gore avantajlı olabilir. | Open Subtitles | إذاً تقول إن هذه السمكة قد تكون متميزة عن سائر السمك |
bu balık doğanın, tadına doyum olmaz bir mucizesi. | Open Subtitles | هذه السمكة هي معجزة طبيعية، ومذاقها لا يمكن مقاومته |
Bakın, örneğin bu balığın gözünün arkasında bir nevi far var, yemek bulmaya da yarar, karşı cinsi cezbetmeye de. | TED | اذن على سبيل المثال هذه السمكة لها مصباح قد ادمج وراء عينها تستطيع استعماله لايجاد الطعام او جذب زوج |
bu balığın aslında uzun farları var. | TED | في الواقع لدى هذه السمكة اشعاعات مرتفعة. |
bu balığın adı "ışıklı omuz" çünkü gerçekten de sırtında ışık püskürtebilen bir tüp var. | TED | تسمى هذه السمكة بانبوب الكتف اللامعة لانها فعلا تمتلك انبوبا فوق كتفها يستطيع ان يبخ الضوء. |
bir balık gibi düşünebilmek için 3 yılım daha var. | Open Subtitles | تحتاج فقط لثلاث سنوات اخرى قبل أن تتمكن من التفكير فى مثل هذه السمكة |
Bu balıklar ölüyor. | Open Subtitles | هذه السمكة تموت |
Ve Bu balıkları geride bırakalım! | Open Subtitles | لاسترجاع هذه السمكة! |
Bu balıkların görgüsü var. | Open Subtitles | هذه السمكة لديها أخلاق |
bu balığı yakalamak için 10 yıldır uğraşıyorum. | Open Subtitles | كنت أحاول أن اصطاد هذه السمكة طيلة عشر سنوات |