| On yıl önce, Bu kadını Pittsburgh'deki son derece güzel... orta sınıf hayatından kaçırdım ve o günden beri de sefil ediyorum. | Open Subtitles | منذ عشر سنوات ، قمت باختطاف هذه السيدة من حياة متوسطة جميلة فى بيتسبرج ، و جعلت حياتها بائسة منذ ذلك الوقت |
| Bu hanım kör. | Open Subtitles | هذه السيدة عمياء لدي بعض الكلمات من أجلك |
| Wilson, bu bayanı evine bırak. Benim aracımı kullan. | Open Subtitles | ويلسون,خُذ هذه السيدة للمنزل إستخدم سيارتي |
| Ben bu kadının cesedini pencereden atınca bizim yalan söylemediğimizi anlarsın! | Open Subtitles | عندما ألقى بجثة هذه السيدة من النافذة ستعرف أننا لا نكذب |
| Ah onu dinleme Mike. Enfesler. Sadece bayanın takıldığı adam dışında, Bu hanımefendi gerçekten yemekten anlıyor. | Open Subtitles | على عكس الرجل الذي تواعده، هذه السيدة لديها ذوق راق |
| Babana karşı O kadının tarafını tuttuğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك قد أيدت هذه السيدة ضد الرجل الكبير |
| Hey, O kadın neden sevgilimden imza istiyor? | Open Subtitles | لماذا تطلب هذه السيدة من صديقى توقيعه الخاص؟ |
| - Şimdi yapamayız. - Bu kadını nasıl seversin? | Open Subtitles | لانستطيع القيام بهذا الآن كيف تحبين هذه السيدة ؟ |
| Steve, Bu kadını eşin olarak sonsuza dek beraber yaşamak üzere kabul ediyor musun? | Open Subtitles | ستيف هل ستأخذ هذه السيدة امرأة لك ؟ لتعيشان معا في رباط الزواج المقدس ؟ |
| Bu hanım dondurulmuş. 12 saat öncesine kadar buzda tutulmuş. | Open Subtitles | تم تجميد هذه السيدة أبقيت مجمدة حتى قبل 12 ساعة تقريباً |
| Binazir Butto Bu hanım kadar fotoğraf çektirmemiştir. | Open Subtitles | لم تأخذ بناظير بوتو العديد من الصور كما هذه السيدة |
| Seçim yapmalısın. Ya hayalet avcılarını çağırırsın ya da bu bayanı merkeze götürürüz. | Open Subtitles | لذا لديكِ خيار، بإمكانكِ الإتصال بصائدي الأشباح أو بوسعنا إصطحاب هذه السيدة إلى مركز الشرطة |
| Birazdan açıklama yapılacak ama daha da önemlisi bu bayanı oğluyla buluşturmak. İzin verin lütfen. | Open Subtitles | سأقوم بعمل بيان لكم بعد بضع دقائق لكن الشيء المهم الآن هو لم شمل هذه السيدة مع ابنها الصغير، فاعذرونا |
| Ben de bu kadının çalıntı hayatını yaşarım. | Open Subtitles | و أنا سوف أعيش في حياة هذه السيدة المسروقة |
| bu kadının evli olduğunu göz önüne aldınız mı? | Open Subtitles | ألم تأخذ أعتبار بأن هذه السيدة كانت متزوجة ؟ |
| İlk gece, Bu hanımefendi uyarıları hiç dinlemedi ve bizim odada ısıtmayı sonuna kadar açtı. | Open Subtitles | في اليله الأولي، هذه السيدة إستخفت تماماً بالتعليمات. وجعلت الراديتير يعمل باقص طاقته في غرفتنا. |
| Oğluma O kadının iyi bir insan olduğunu ispatlamanızın bir yolu var mı? | Open Subtitles | هل يمكنكم بأي وسيلة كانت أن تبرهنو لابني أنّ هذه السيدة صالحة؟ |
| -Her neyse. Eğer O kadın bir an önce lehine tanıklık yapmazsa başı dertte. | Open Subtitles | مهما يكن,فهو فى القمة طالما يسيطر على هذه السيدة ويجعلها حادة |
| Bu hanımın bir sorunu var. Size anlatsın. | Open Subtitles | هذه السيدة لديها بعض المشاكل، وتود شرحها لكم |
| Bu adamın o kadını korumaktan başka yapacak bir şeyi yok! | Open Subtitles | لكن هذا الرجل لا يفعل شئ إطلاقا، سوى حماية هذه السيدة |
| Bu hanımı rahatsız ettin, kendini ve demiryolunu aptal yerine koydun. | Open Subtitles | ،لقد أزعجتَ هذه السيدة ...وجعلت من نفسك أحمقاً وكذلك السكة الحديدية |
| Amirim Şu kadın Başkan Vekili'nin eşinin Başkan'la evlendirmeye çalıştığı kadın olmalı. | Open Subtitles | ،رئيس الفريق من الممكن أن تكون هذه السيدة زوجة الرئيس لأن زوجة نائب الرئيس تدفعها |
| O kadınla görüşmeliyim. | Open Subtitles | أعتقد أنني يجب أن أذهب لأرى هذه السيدة |
| Ben Bayan Clay, beni hatırladınız mı? | Open Subtitles | هذه السيدة كلاي، هل تتذكرينني؟ |
| bu kadın, Nine, Türkçe’de “büyükanne” anlamına geliyor. | TED | هذه السيدة هي نيني، والتي تعني جدة بالتركية. |
| Daha önce birçok azgın kadın gördüm ama bu bayan bana bayılıyor. | Open Subtitles | لكن هذه السيدة الصغيرة. لا شك أنها ستقوم بمعروفٍ ما من أجلي |