| bu yemek için sana şükürler olsun. Hepinize afiyet olsun. | Open Subtitles | ليُبارك الرب هذه الوجبة و أن نتمتع بها . آمين |
| Demek ki bu yemek dışında kaybedilecek başka şeyler var. | Open Subtitles | الذي يقترح أن هناك أكثر من مجرّد هذه الوجبة. |
| Ve sizi temin ederim, General, bu yemek daha yeni başladı. | Open Subtitles | وأؤكد لك يا سيادة اللواء أنّ هذه الوجبة ما زالت في بدايتها |
| Senden sindirimimizi kolaylaştırmanı ve bu yemeği hızla yakmamıza yardım etmeni istiyoruz. | Open Subtitles | نسألك أن تسهل هضمنا وتساعدنا على حرق هذه الوجبة بسرعة كبيرة |
| bu yemeği yapmak için verilen çaba hakkında en ufak fikrin yok. | Open Subtitles | لن تصدق كمية الجهد الذي يذهب لإعداد هذه الوجبة |
| - Bu yemeğin en bayıldığım kısmı Matty'nin nasıl bir kız siktiği... | Open Subtitles | مايكل ؟ بلدي جزء من هذه الوجبة المفضلة هو كيف مارس الجنس ماتي فتاة! |
| - Bu yemekte sendeniz. | Open Subtitles | هذه الوجبة لك. |
| Tanrım, sana bu yemek ve tüm cömertliğin için şükran duyuyoruz ve Sheldon'ın işinin başına dönmesine yardım etmen için duacıyız. | Open Subtitles | يا إلهي نشكرك على هذه الوجبة وعلى كل نعمك و ندعوك بأن تعيد شيلدن إلى كرسيه الهزاز |
| - Özür dilerim ama bu yemek iyice garipleşmeye başladı. | Open Subtitles | أعتذر عن ذلك , لكن هذه الوجبة وصلت مرحلة جديدة من الغرابة |
| bu yemek görülmeye değer olacak, sofran bir kültür şoku yaratacak. | Open Subtitles | هذه الوجبة ستكون مذهلة للغاية أطباقكِ ستكون صدمة ثقافية |
| Açıkçası, bu yemek bana sanki 50 dakikalık bir grup terapisindeymişim gibi hissettirdi. | Open Subtitles | بصراحة ، كل هذه الوجبة تشعرني كأنني بجلسة المعالجة الجماعية و عادةً يستغرق ذلك بمعدل خمسين دقيقة |
| Sevgili Tanrım, bu yemek yaşadığımız güvenli yer için minnettarız. | Open Subtitles | يارب، نشكرك على هذه الوجبة وعلى هذا المكان الآمن الذي نعيش فيه |
| Ama bu yemek başka bir yere gidiyor. Onu başkası yiyor. | Open Subtitles | ولكن هذه الوجبة تذهب إلى شخصٍ آخر وهو يأكل منها كل يوم. |
| Ayrıca bu yemek için ne kadar uğraştığımı anlayabilecek tek arkadaşım sensin. | Open Subtitles | وفكرت لماذا الإهدار ؟ وأنت الصديق الوحيد ولدي من يقدر العمل الجاري في هذه الوجبة |
| Geleneklere göre bu yemek sırasında, kafamıza örtüler örterek yüzümüzü Tanrı'dan saklarız. | Open Subtitles | جرت العادة أثناء تناول هذه الوجبة أن نضع أكفاناً فوق رؤوسنا لكي نخفي معالم وجهينا عن الرب |
| 20 dolarına... 3 kelime kullanmadan bu yemeği alamazsın. | Open Subtitles | أراهنكن بعشرين دولاراً... أنه لا يمكنكن إنهاء هذه الوجبة من دون التحدث بثلاث كلمات. |
| Merak etme bu yemeği kurtarabilirim. | Open Subtitles | لاتقلق أستطيع إنقاذ هذه الوجبة |
| bu yemeği gerçekten ne özel kılıyor biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعلم ما يجعل هذه الوجبة مميزة حقاً؟ |
| Lotus canım bu yemeği o sana hazırladı. | Open Subtitles | "لوتس" عزيزى ، "لوتس" الأن هى تحضر لنا هذه الوجبة |
| Bu yemeğin duaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | هذه الوجبة تحتاج إلى الصلاة |
| - Bu yemekte sendeniz. | Open Subtitles | هذه الوجبة لك. |