| Sırayı yanlış anlamış olabilirim, ama ana fikir buydu. | Open Subtitles | ربما قد رتبت الأمر خطأ, ولكن هذه كانت الفكرة العامة |
| Bir çok plan yaptım ve hepsi oldukça iyiydi. Ama aralarında en iyisi buydu. | Open Subtitles | لقد عملت على خطط عديدة وكلها كانت جيدة، ولكن هذه كانت الأفضل |
| Bu, bir engeli kabullenmenin yaratıcılığı ilerleteceği fikriyle ilk karşılaşmam oldu. | TED | هذه كانت المرة الأولى التي توصّلت فيها لهذه الفكرة أن إعتناق محدوديتك قد يكون فعلاً محركاً للإبداع. |
| Acıklı bir pazarlık ama hiçbir mal zararsız gelemez Bunlar benim söylediğim sözlerin. | Open Subtitles | إنه عهد قاسي لكن لا يأتي الخير من دون ضحية هذه كانت كلماتك. |
| Köpek kaçırma sabıkan bu muydu? | Open Subtitles | هذه كانت جريمتك التي أدنت باختطاف الكلاب بسببها؟ |
| Ama Bu benim bir şarkıcı ve yazar olarak ilk tecrübemdi. | TED | لكن هذه كانت تجربتي الأولى الواقعية كمغني فردي و مؤلف أغاني. |
| Hiç şüphe yok ki... Bu onun hayatındaki, en büyük maç olsa bile, | Open Subtitles | لم يكن هناك أي يقين، أنه حتى رغم أن هذه كانت أكبر مباراة |
| - Bu senin de davan. - Tek davam müziğim. | Open Subtitles | .لكن هذه كانت قضيتك أنت أيضاَ- .قضيتي الوحيدة هي موسيقاي- |
| Planı buydu. | Open Subtitles | هذه كانت خطتة,لقد أرغمها على كتابة تلك الرسالة |
| Tek yol buydu. Anlamalısın. | Open Subtitles | هذه كانت الطريقة الوحيدة يجب أن تفهم ذلك |
| Plan buydu, bence buna devam etmeliyiz. | Open Subtitles | هذه كانت خطه واعتقد انه يجب علينا التمسك بها |
| Beninle buluşmanı sağlamanın tek yolu buydu. | Open Subtitles | هذه كانت الطريقة الوحيد التي تمكنني من مقابلتك |
| Fakat bunda, gerçek bir sürücüsüz arabada olmayan büyük bir yıldız işareti vardı: Dikkatli olmaları gerekiyordu, çünkü Bu bir deney arabasıydı. | TED | لكن على عكس السيارة ذات القيادة الآلية، هذه عليها علامة كبيرة: كان يجب عليهم الإنتباه، لأن هذه كانت سيارة تجريبية. |
| Kolumdan aşağı veya yukarı hiçbir şey gitmesin diye bileğimi kavrayacağımı söylüyorum, ki Bu bir yalan. | TED | بعدها قلت بأني سأقوم بالضغط على معصمي لتتأكدوا بأن لا شيء سيعبر من والى كم ثوبي, هذه كانت كذبة. |
| Bu bir bıçaktı, değil mi? Ve ben onu kaybettim. | Open Subtitles | هذه كانت سكينا, وانا فقدتها ,اليس كذلك ؟ |
| değer taşırlar.Bunlar John F. Kennedy' e ait olan golf sopaları ve müzayedede 750 bin dolara satıldılar. | TED | فعدة الجولف هذه كانت مملوكة من قبل جون كينيدي وقد بيعت بثلاثة ارباع مليون دولار في مزاد علني |
| Sence niyeti bu muydu? | Open Subtitles | نعم الا تعتقد ان هذه كانت النية من ذلك ؟ |
| Evet, ama Bu benim hatam. Bunun ceremesini o çekmemeli. | Open Subtitles | نعم، لكن هذه كانت غلطتي، ولا ينبغي أن يدفع ثمنها، |
| Bu onun erkek arkadaşımın beyaz olup olmadığını sorma şekliydi. | Open Subtitles | هذه كانت طريقتها في السؤال إن كان صديقي أبيض البشرة |
| Bu senin fikrindi, unuttun mu? Onları tanımıyorum bile ben. | Open Subtitles | الآن ، هذه كانت فكرتك،تذكر ذلك حتى إنني لا أعرف هؤلاء الرِّجال |
| O benim B planımdı, inanabiliyor musun? | Open Subtitles | أيُمكنك تصديق أن هذه كانت خطّتي الثّانية؟ |
| Hava Trafik Kontrolü ile bağlantıya geçti ve Bunun bir gösteri bir uyarı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد اتصل بدائرة الملاحة الجوية وأخبرهم بأن هذه كانت برهان بأن هذه هي طلقةً تحذيرية على سبيل المثال |
| Burası onun en sevdiği odaydı. Buradan güneşi görebiliyordu. | Open Subtitles | هذه كانت غرفتها المفضله كان بأمكنها رؤيه الشمس من هنا |
| CA: Bu çok etkileyici bir nottu ve sanırım bunu bir sonuca bağlayabiliriz. | TED | كريس: هذه كانت ملاحظة قويةً جداً، والتي أعتقد أننا يجب أن نستخلص هذا كنتيجة |