| Eğer Bu bir ön balayı ise gerçeğinde neler olabileceğini tahmin bile edemiyorum. | Open Subtitles | إذا كانت هذه مجرد لمحة فيمكنني فقط تصور كيف سيكون شهر العسل الحقيقي |
| Bu bir elektron mikrografı değil; bu bildiğimiz normal bir fotomikrograf. | TED | هذه ليست صورة إلكترونية مجهرية. هذه مجرد صورة مجهرية عادية. |
| Dolayısıyla Bunlar sadece tek bir varlık olarak bulunmuyorlar, biz onları kimyasal olarak düzenliyoruz. | TED | بحيث لا تكون هذه مجرد كينونة واحدة ، نحن نقوم نوعاً ما بهندستها كيميائياً. |
| - Bana güvenin Dr. Jackson Bu daha başlangıç. | Open Subtitles | هذه مجرد بداية تم نسخ هذه الذكرى من دماغ المبعوث |
| Henüz, Sadece bir öneri olsa da, insan etkisinin gezegenimiz üzerindeki etkisi hakkında düşünebilmemiz için yararlı bir yol. | TED | الآن، ما تزال هذه مجرد مرحلة مقترحة، لكنني أعتقد أنها طريقة مفيدة للتفكير في مدى تأثير الإنسان على الكوكب. |
| Lana, Onlar sadece bu binadakilerin güvenliğinden emin olmak için konulmuş güvenlik kameraları. | Open Subtitles | لانا" هذه مجرد كاميرات مراقبة للتأكد " من أن الجميع في هذه الملكية آمنون |
| "Dikkat Bu bir yalandır. kimse bu şekilde görünemez" | Open Subtitles | تحذير، هذه مجرد كذبة لا أحد هكذا فى الواقع |
| "Dikkat Bu bir yalandır. kimse bu şekilde görünemez" | Open Subtitles | تحذير، هذه مجرد كذبة لا أحد هكذا فى الواقع |
| Birçok kız için Bu bir hobiden öteye geçmez. | Open Subtitles | أغلب الفتيات في الخارج , هذه مجرد هواية بالنسبة لهم |
| Fakat Bu bir efsanedir çünkü ille de sakallı, şişman ve yaşlı bir adam olacak diye bir şey yok. | Open Subtitles | لكن هذه مجرد خرافة أتعلمون ماذا؟ ليس بالضرورة أن يكون رجل ضخم مع لحية طويلة ليس بالضرورة أن يكون كبيراً بالسن |
| Onlar bu tür şeyler yapmazlar. Belki de Bu bir cinayettir. Belki tesadüfen denk gelmiştir. | Open Subtitles | ربما هذه مجرد حالة قتل واحده اعني ربما تكون صُدفة عشوائية |
| Bunlar sadece bir kaç güzel fotoğraf değil, evren hakkında daha fazla bilgi sunuyorlar. | Open Subtitles | فالأشعة السينية والأشعة تحت الحمراء. هذه مجرد مجموعة |
| Bunlar sadece böcek. Şeytan değiller ve bu da bir lanet değil. | Open Subtitles | .هذه مجرد حشرات, هن لسنْ بالشياطين, وهذه ليست لعنة |
| Tamam ya Bunlar sadece kostümse? | Open Subtitles | حسناً، ماذا لو كانت هذه مجرد أزياء ؟ |
| Hemoroitler rahatsızlık yaratır, Alan. Bu daha çok açık kalp ameliyatı gibi. | Open Subtitles | البواسير هي التي تسبب الإزعاج هذه مجرد عملية بقلب مشروح |
| Ama tabii ki Bu daha dışarıda neyin olabileceğine dair bir başlangıç. | Open Subtitles | بالتأكيد , هذه مجرد البداية لما قد يوجد هنا |
| Yangın çipe zarar vermiş ama kurtarabileceğim çok şey var. Bu daha başlangıç. | Open Subtitles | أفسد الحريق الرقاقة لكن هناك يمكنني إستعادة الكثير، هذه مجرد البداية. |
| Ve bir gecede hayranları oluştu. Bu Sadece bir başlangıç. | Open Subtitles | و زخرت بنعمه كل ليلة و كانت هذه مجرد البداية |
| Şu anda gördüğünüz ve duyduğunuz her şey üç boyutlu görüntü ve muhteşem bir ses düzenine sahip. Ama bu Sadece bir başlangıç. | TED | وهو يُعرض برؤية ثلاثية الأبعاد وتقنية الصوت المحيطي لما تشاهده وتسمعه الآن، ولكن هذه مجرد بدايته. |
| Sakura-chan! Onlar sadece clon! | Open Subtitles | ساكورا هذه مجرد نسخ وهمية |
| Bunun bir nişan partisi olmasına rağmen neden düğün kıyafeti gibi görünüyor. | Open Subtitles | هذه مجرد حفلة خطوبة ومع ذلك، هذا الفستان يجعلني أبدو وكأني في حفل زفافٍ فعلي |
| Aslında Bu yalnızca bir yumruk ama onu sallayınca etrafı duman edebilir. | Open Subtitles | هذه مجرد قبضة، لكن عندما أبدأ بقذفها ستتسبب فى فوضى عارمة. |
| Sonra da Bunun sadece düşünsel bir deney olduğunu ve böyle bir geleceğin teknolojik yönden yapılamaz olduğunu söylüyor. | TED | ثم يعود الكاتب ليقول أن هذه مجرد تجربة نظرية وهكذا مستقبل غير قابل للتطبيق من الناحية التقنية. |