| Hayır yok. Şiddetli yağmurlar yağdı, o yüzden ayak izi yok. Hiç kimseye ait delil yoktu. | Open Subtitles | كلا، لم يوجد شيء، هطلت الأمطار بغزارة، لذا لم توجد آثار أقدام أو أيّ دليل على وجود أحد. |
| Yağmur yağdı, sen de ıslandın ve sana karşı sempati duymuyorum. | Open Subtitles | هطلت الأمطار وتعرضت للبلل ، وليس لدىّ أى تعاطف نحوك |
| 4 yıl önce, ben 1 yaşındayken, Çernobil kazasından sonra, yağmur siyah renkte yağdı, ve kız kardeşimin saçları tutam tutam dökülmüştü, ben de 9 ay boyunca hastanede kalmıştım. | TED | أربع سنين سابقة، عندما كنت في الواحدة من عمري، بعد كارثة تشرنوبل، هطلت الأمطار سوداء، تساقط شعر أختي في شكل كتل، وقضيت أنا 9 أشهر في المستشفى. |
| Evet, yağan bunca yağmur bana eski bir Mart ayını hatırlattı. | Open Subtitles | وكل الأمطار التي هطلت في مارس تذكرني أننا كنا نحظى بكمية كبيرة يومياً. |
| Sahra binlerce yıl önce yeşilken... yağan yağmurlar derinlere sızdı. | Open Subtitles | هطلت الامطار منذ الالاف السنين, عندما كانت الصحراء خضراء وانحدر الى عمق الارض |
| Ya yağmur yağarsa? Bu sanat. | Open Subtitles | ماذا لو هطلت الأمطار؟ |
| Peki ya yağmur yağarsa? Yağmur sadece kapının dışında! | Open Subtitles | ماذا لو أمطرت و هطلت ؟ |
| ama anımsatayım, bu aralık ayı Vegas'a kar yağdı. | TED | لكن دعونى أذكركم أنه هطلت ثلوج فى لاس فيجاس فى ديسمبر . |
| "Çünkü o gün ve sonraki hafta boyunca kar yağdı." | Open Subtitles | لأن الثلوج قد هطلت طول الأسبوع |
| O kış, Tokyo'da kar yağdı. | Open Subtitles | هطلت الثلوج في طوكيو بذلك الشتاء |
| Yağmur yağdı ve örümcek ağlarını götürdü. | Open Subtitles | هطلت الأمطار و جرفت العنكبوت بعيداً |
| Yağmur yağdı göklerden ve örümceği aşağı sürükledi. | Open Subtitles | هطلت الأمطار و جرفت العنكبوت بعيداً |
| Ve aralıksız yağmur yağdı. | Open Subtitles | و لقد هطلت الأمطار باستمرار |
| Yağmur yağdı ve örümceği boğdu. | Open Subtitles | هطلت الأمطار و أفرقت العنكبوت |
| Yağmur yağdı ve örümceği aşağıya sürükledi. | Open Subtitles | هطلت الأمطار و أبهتت العنكبوت... |
| "Bir hafta boyunca, gece gündüz yağmur yağdı." | Open Subtitles | "هطلت الأمطار لأسبوع، ليلاً ونهاراً. |
| Bu yıl daha evvel yağan yağmurlar toprağın nem seviyesini yüksek tuttu. | Open Subtitles | هطلت الأمطار مُبكراً ذلك العام أبقت مستويات رطوبة التربة مُرتفعة |
| Peki ya yağmur yağarsa? Yağmur sadece kapının dışında | Open Subtitles | ماذا لو أمطرت أو هطلت ؟ |
| Yağmur yağarsa da ıslanmıyorsun. | Open Subtitles | وإذا هطلت الأمطار , لن تبتلي |