| Bu nasıl olabilir ki? İçinde para olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كيف تكون هكذا هو قال ان المال وضع هنا |
| Yani Bu nasıl olabilir ki? | Open Subtitles | أعني، هكذا هو محتمل حتى |
| Bu nasıl bir sevgi? | Open Subtitles | "هكذا هو الحُب" |
| İşte bu sebeple sihirli bir iksir bulunup buna bir son verilene kadar, bu böyle oldu ve böyle olacak. | Open Subtitles | هكذا هو ودائما سيكون، إلى حين اختراع جرعة سحرية لوضع حد لذلك. |
| Terk edilmiş maden kuyunuzda ya da her neyse, işler nasıl gidiyor? | Open Subtitles | هكذا هو ذِهاب هُنَاكَ في , uh كَ، هَجرَ عمودَ لغمِ أو ما شابه ذلك؟ |
| Böyle olmamın sebebi bu işte. | Open Subtitles | هكذا هو الأمر عندما أتصرف على سجيتي |
| - Christopher'la ev hayatı... - ...nasıl gidiyor? | Open Subtitles | لذا، هكذا هو ذِهاب ببيتِ كرستوفر؟ |
| İnsanlar unutur ama böyledir. | Open Subtitles | الناس يحبون تـناسي ذلك، لكن هكذا هو الحال -غـادر |
| Bu nasıl bir sevgi? | Open Subtitles | "هكذا هو الحُب" |
| Bu nasıl bir sevgi? | Open Subtitles | "هكذا هو الحُب" |
| Bu nasıl bir sevgi? | Open Subtitles | "هكذا هو الحُب" |
| Bu nasıl bir sevgi? | Open Subtitles | "هكذا هو الحُب" |
| Bu nasıl bir sevgi? | Open Subtitles | "هكذا هو الحُب" |
| Bu nasıl bir sevgi? | Open Subtitles | "هكذا هو الحُب" |
| İşte bu. | Open Subtitles | هكذا هو ، فى بعض الأحيان أتخيل صورة لنفسى |
| İşte bu evrenin büyüklüğünü ve ne kadar karanlık olduğunu gösteriyor. | TED | هكذا هو حجم الكون ومقدار ظلمته. |
| - Paul, sen delirmişsin. - Bu işler böyle. | Open Subtitles | بول، انت مجنون هكذا هو الامر |
| Nedeni bu işte. En azından sol tarafı bitireyim. | Open Subtitles | هكذا هو الأمر - دعني أقص الجهة اليسرى - |
| - Nasıl gidiyor? | Open Subtitles | - هكذا هو ذِهاب؟ |
| Avanslar böyledir çünkü. | Open Subtitles | لأنه هكذا هو الحال في العوائد.. |