| Fakat, önce seninle paylaşmak istediğim bir şey var. | Open Subtitles | لكن، هناكَ شيء أريد أن أشاركك أياه في البداية. |
| Oraya gitmeden önce sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | قبل أن تذهبين إلى هناك، هناكَ شيء عليّ قولهُ |
| Sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناكَ شيء واحد يجب أن أقوله لكِ |
| Sanırım burada paranla alamayacağın bir şeyler var, Connors. | Open Subtitles | آه، أعتقدُ أنَ هناكَ شيء لا تستطيعون شِرائه يا كونورز |
| - Hayır, olmaz, bizi birlikte görürse bir şeyler olduğunu anlayabilir. | Open Subtitles | -لا، لا، لو رآنا سوياً ، سيعرف أن هناكَ شيء غريب. |
| Dondurucuda bana göstermek istediğin başka bir şey mi var? | Open Subtitles | هل هناكَ شيء آخر في غرفة التبريد تريد أن تريني إياه؟ |
| Sormam gereken özel bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناكَ شيء مخصص علي أن أسألهُ إياه؟ |
| Bizimle paylaşmak istediğiniz bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناكَ شيء تودين مشاركتنا به؟ |
| Arkasında bir şey var. | Open Subtitles | هناكَ شيء بالخلف |
| Nate, yanlış giden bir şey var. Bomba burada değil. | Open Subtitles | نيت) ، هناكَ شيء خاطئ) القنبلة ليست موجودة هنا |
| Bir dakika. Burada bir şey var. | Open Subtitles | لحظة، هناكَ شيء آخر هنا |
| İçinde yatan başka bir şey var. | Open Subtitles | هناكَ شيء آخر موجود داخلكِ |
| Benim de sana vermek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | هناكَ شيء أود إعطاءكَ إياه |
| Aslında bir şey var. | Open Subtitles | في الحقيقة، هناكَ شيء |
| Bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناكَ شيء عليك معرفته. |
| Benden istediğiniz başka bir şey var mı? | Open Subtitles | هناكَ شيء أخر تريده مني. |
| Wolmido'da başka bir şey var! | Open Subtitles | هناكَ شيء آخر على ولميدوو! |
| Sana söylemiştim, garip olan bir şeyler var. | Open Subtitles | قلتُ لكم بأن هناكَ شيء غريب يجري |
| Burada bir şeyler dönüyor. | Open Subtitles | هناكَ شيء يجري هنا |
| bir şeyler olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | توقّعتُ أنّ هناكَ شيء خاطئ |
| - başka bir şey? | Open Subtitles | هل هناكَ شيء آخر ؟ |