| "Baba, bahçemizde bir mor inek var." | Open Subtitles | ابى , هناك بقرة ارجوانية فى مزرعتنا ماذا , هل انت مجنون ؟ |
| İnek ayağı gördüm. Arabamızda bir inek var! | Open Subtitles | كان هذا حافر حيوان هناك بقرة تقود سيارتنا |
| İçinde bir inek vardı. İlgimi kaybetmiştim. | Open Subtitles | كان هناك بقرة في الصورة فلم أهتمّ بالأمر |
| Yolda karşıdan karşıya geçen bir inek vardı. | Open Subtitles | هناك بقرة عبور الشارع بينما نحن القيادة. |
| Kutsal inek buzagi doguruyor | Open Subtitles | هناك بقرة تلد عجلها- ! |
| Kutsal inek doguruyor | Open Subtitles | هناك بقرة تلد- |
| Arabam canlı yayında ve yanılmıyorsam içinde bir inek var. | Open Subtitles | سيارتى ظهرت على شاشة التليفزيون و أعتقد بان هناك بقرة بداخلها |
| "Efendim, inek var." | Open Subtitles | \" \"سيدي الرئيس ، هناك بقرة \". |
| Et var, öldürülmüş bir inek var orada! | Open Subtitles | ! هناك بقرة ميتة هناك |
| "Burada caddenin ortasında bir inek var." | Open Subtitles | وقال \"هناك بقرة \" في وسط الشارع . |
| Randall, dışarıda bir inek var. | Open Subtitles | (راندال) , هناك بقرة بالخارج |
| Ve ondan önce, başka bir inek vardı. | Open Subtitles | و قبلها كان هناك بقرة أخرى |
| Yolun ortasında oturan bir inek vardı. | Open Subtitles | كان هناك "بقرة" جالسة في منتصف الطريق |
| Otoyolun ortasında bir inek vardı. | Open Subtitles | كان هناك بقرة في منتصف الطريق |
| bir inek iPod'umu aldı, ben de onu yumrukladım! | Open Subtitles | هناك بقرة أخذت مشغل الموسيقى الخاص بي ولكمتها |