| Samimiyetle söylemeliyim ki Ubertino'nun imrendiğim bir yanı var. | Open Subtitles | هناك جانب في شخصية أبرتينو حقيقة أحسده عليه |
| Ve elbette, bu hikayenin bir de üzücü diğer yüzü var, A seviyesindeki öğrencilere de D notu verip, D seviyesinde | TED | ولكن هناك جانب حزين من هذه القصة فقد قالوا لطلاب الألف أنهم في مستوى الجيم |
| İçinde karanlık bir taraf var anne acilen dur denilmesi gereken bir yer. | Open Subtitles | هناك جانب مظلم فيك، أماه جانب يُحتاج أن يتوقّف |
| Biliyorsun bu hikâyenin beni de ilgilendiren bir tarafı var. | Open Subtitles | لانه كما تعلم هناك جانب أخر من القصة يتضمنني أنا شخصياً |
| Mahalle turnesine çıkmış bir rockçının karanlık bir tarafı vardır bir kere! | Open Subtitles | هناك جانب مظلم في أن تكوني نجمة غناء في الشمال |
| Fakat bunun bir de olumsuz yönü var, konuşmamın son kısmını bundan bahsetmek istiyorum. | TED | و لكن هناك جانب مظلم لهذا و هذا ما أريد أن أتحدث عنه في الجزء الأخير من حديثي |
| Pardon, bunun iyi tarafı yok. | Open Subtitles | أَنا آسفة ، ليس هناك جانب جيد بهذه |
| Elbette şimdi, GPS noktasının diğer bir tarafı da var. | TED | الآن ، بالطبع هناك جانب آخر في هذه الأجهزة . |
| Diğer taraf diye bir şey yok. Oyunda hapsoldunuz. Oyun bitti. | Open Subtitles | ليس هناك جانب آخر سوف تسجن في اللعبة |
| Süper kötü adamlar için çalışmanın kötü bir yanı var. | Open Subtitles | هناك جانب سلبي للعَمَل من أجل الأشرار الخارقين |
| Herkese göstermediği başka bir yanı var. | Open Subtitles | هناك جانب أخر فيه لم . يعرضة على أى أحد |
| Ben de hep "Larry'nin, görmediğiniz bir yanı var" diyorum. | Open Subtitles | وأخبرهمدائماً، " هناك جانب آخر في (لاري) لا ترونه " |
| Bu kadının bambaşka bir yüzü var. | Open Subtitles | هناك جانب مختلف تماماً في حياة هذه المرأة |
| Elbette, olayın her zaman karanlık bir yüzü var. | TED | وحتماً .. هناك جانب ممقت من تلك الصور |
| Madalyonun bir de öteki yüzü var. | Open Subtitles | حسنا,هناك جانب اخر في ذلك |
| Tek bir taraf var. Meleklerin tarafı. | Open Subtitles | هناك جانب واحد فقط جانب الملائكة |
| Ama iyi bir taraf var. | Open Subtitles | لكن هناك جانب مُشرق |
| - Afedersiniz? Videoyu gördün. Sadece bir taraf var. | Open Subtitles | رأيتِ الفيديو , هناك جانب واحد فقط . |
| - Densiz gözükmek istemem ama bu olayın finansal açıdan olumlu bir tarafı var. | Open Subtitles | لأكون صريحة، هناك جانب إيجابي لهذا من الناحية المالية |
| Çünkü bence "hızlı başarısız olmak" sloganının karanlık bir tarafı var. | TED | لأنني أعتقد أن هناك جانب مظلم للمانترا "افشل بسرعة." |
| ama inanın bana, karanlık bir tarafı var. | Open Subtitles | ولكن صدقوني. هناك جانب مظلم. |
| Ve şöyle devam etti, "Ayrıca olumsuz bir tarafı vardır." | Open Subtitles | وقال أيضاً هناك جانب سلبي أيضاً |
| Annenin yaptığı şeyin doğru olduğunu söylemiyorum ama belki de hikayenin başka bir yönü var. | Open Subtitles | لا أقول أن ما تقوم به والدتكِ صحيحاً ولكن ربما هناك جانب آخر من القصة |
| Eric, insandan fazla kertenkelenin olduğu bir yere gitmenin hiçbir iyi tarafı yok. | Open Subtitles | إيريك، ليس هناك جانب لامع حول عَودة إلى a مكان... حيث ناس مُفاق عدداً بالسحالي. |
| 11 'den önce uyanmanın güzel tarafı da var: McDonald'da kahvaltı. | Open Subtitles | هناك جانب مشرق في ان تستيقظ قبل الظهر , انه افطار ماكدونالدز |
| Devamı diye bir şey yok. Diğer taraf diye bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك المزيد، ليس هناك جانب آخر |