| Ülke küçülüyordu, kararlı ve hırslı olan herkes batıda iyi bir hayat kurabilirdi. | Open Subtitles | البلاد كانت تنكمش، وكان هناك حياة تقام بالغرب لأيّ رجل لديه الدافع والطموح |
| Bu dünyadan sonra başka bir hayat daha olduğuna emin misiniz? | Open Subtitles | هل أنت متأكد من أن هناك حياة أخرى بعد هذه الحياة؟ |
| Bir yanda herkesin görebildiği, diğer yanda da sadece benim görebildiğim bir hayat. | TED | هناك حياة يراها الجميع وهناك حياة لا يراها إلا أنا فقط. |
| Bunu dikkatlice düşünün. Bundan daha iyi hayatlar var. | Open Subtitles | فكرواًملياً، هناك حياة أفضل من هذه |
| Güneş sistemimizde Dünya'nın dışında hayat var mı? | TED | هل هناك حياة خارج الأرض في مجموعتنا الشمسية؟ |
| Roman bittikten sonra bir hayatın olduğuna inanan bir çocuk. | Open Subtitles | الطفلة التي تظن أن هناك حياة بعد نهاية رواية |
| Kendi güneş sistemimizin de ötesinde yaşam var mı? | TED | هل هناك حياة فيما وراء مجموعتنا الشمسية؟ |
| Bak, benim için güçlü duyguların olduğunu biliyorum bebeğim ama bunları bir kenara bırakman gerek. Burada küçük bir kızın hayatı söz konusu. | Open Subtitles | لكننا سنضع ذلك جانبأ الان هناك حياة فتاه صغيرة فى خطر |
| Tanımadığım bambaşka bir yaşam vardı. | Open Subtitles | كانت هناك حياة كاملة بالخارج لم اكن أعيشها |
| bir hayat tehlikede. Bunu sonra tartışamaz mıyız? | Open Subtitles | هناك حياة في خطر ألا يمكن أن نتناقش حول هذا لاحقاً ؟ |
| Hastanede, kurtarmanız gereken bir hayat olduğunu söylediğinizde, | Open Subtitles | في المستشفى، عندما قلت كان هناك حياة كنت في حاجة إلى إنقاذ، و |
| Kuzeyin dondurucu soğuğunda bizi yeni bir hayat bekliyor. | Open Subtitles | هناك حياة جديدة تنتظرنا في الشمال المتجمد |
| Ama yeni bir hayat da var, ve onunla birlikte umut da. | Open Subtitles | لكن هناك حياة جديدة كذلك و معها يوجد أمل |
| Başka bir hayat olmalı. | Open Subtitles | لا بد ان هناك حياة اخرى لا يوجد فيها كل هذه المعاناة |
| Basitçe bir kenara atılabilecek tek bir hayat yoktur bu dünyada! | Open Subtitles | ليست هناك حياة في العالم ستلقي بك بعيدا بسهولة |
| Hapishanenin dışında bir hayat var ve Lewis bunun bir parçası olabilir. | Open Subtitles | هناك حياة خارج السجن ولويس ينبغي أن يكون جزءاً منه |
| Güzel, canlı bir şeyi anlatıyordu. Önümüzde hâlâ bir hayat var. Belki de böyle bir yer. | Open Subtitles | تحدث بشأن شيء جميل، شيء يعيش، ما زالت هناك حياة لنا، ربما مثل هذه |
| - Bak, tehlikede olan hayatlar var. | Open Subtitles | -إفهم ، هناك حياة على المحك هنا |
| Benim de kurban ettiğim hayatlar var. | Open Subtitles | هناك حياة أضحّى بها، أيضا. |
| Peki, Güneş sistemimizde Dünya'nın dışında hayat var mı? | TED | حسنًا، هل هناك حياة خارج الأرض في المجموعة الشمسية؟ |
| Sadece daha bir hayatın olup olmadığını görmek istemiştim, birazıcık da olsa. | Open Subtitles | أردت فحسب أن أرى إن كانت هناك حياة أفضل حتّى لو كانت أفضل قليلًا |
| Ben şimdi ikinci büyük soruya geçiyorum: Yalnız mıyız, kainatta başka yaşam var mı? | TED | أما الآن فسوف أطرح السؤال الثاني المهم: هل نحن الوحيدون في هذا الكون, أم أن هناك حياة غيرنا؟ |
| Sen partiyi mi düşünüyorsun, burda bir adamın hayatı söz konusu. | Open Subtitles | تقلقين بشأن الحفل؟ هناك حياة رجل في خطر هنا |
| Hâlâ içinde yaşam vardı. Derinlerde gömülü biri vardı. | Open Subtitles | كان ما يزال هناك حياة بداخلها هناكَشخصمدفونبالداخل |
| Eğer güven varsa, sevgi de vardır ve eğer sevgi varsa, hayat vardır. | Open Subtitles | اذا كانت هناك ثقه, يوجد حب واذا كان هناك حب, هناك حياة |