| Mesih bir keresinde bana hayatta ilahi hamle var mı diye sormuştu. | Open Subtitles | لقد سألني "النصراني ذات مرّة... إذا كان هناك خطوة خارقةٌ في الحياة. |
| Bence yapabileceğimiz bir hamle var. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك خطوة يمكننا أن نفعلها |
| Evren her zaman cevap veriyor, ama anlamanız gereken 3. bir adım daha var.. | Open Subtitles | لكن هناك خطوة أخرى عليك تفهمها |
| Belki bir adım daha vardır. | Open Subtitles | ربما كان هناك خطوة أخرى |
| Ancak düelloyu kabul etmesi için bir şart daha var. | Open Subtitles | على كل حال, هناك خطوة أخرى لتجعل الشيطان يوافق على التحدي |
| Hâlâ yapabileceğimiz bir hamle daha var uzun zaman önce yapmamız gereken bir şey. | Open Subtitles | ومازال هناك خطوة أخيرة شيء كان يجب قبل زمن |
| Ama bilmiyorum, geri dönüp platin kurala bakınca sanırım bir de 9. adım vardı. | Open Subtitles | لكني لا أعلم، بالعودة للقاعدة البلاتينية أعتقد أنه هناك خطوة تاسعة |
| Doğrudan oraya gidip, elini pantolonun içine sokabilirsin ama duyduğuma göre arada birkaç adım vardı. | Open Subtitles | يمكنك ان تدخلي و تضعي يدك في بنطاله لكنني سمعت ان هناك خطوة في المنتصف |
| Hâkim, en ağır cezayı vermeden önce bir adım daha var. | Open Subtitles | قبل أن يفرض القاضي العقوبة العليا، هناك خطوة واحدة أكثر من ذلك. سيسأل المتهم الأول (نيلسون) "هل لديك أي سبب للمضي قدماً |
| - Fazladan bir adım daha var. | Open Subtitles | هناك خطوة زيادة هنا. |