| kalamayacak olmasının başka bir sebebi daha var sonra açıklarım. | Open Subtitles | هناك سبب آخر لا يمكنها البقاء سوف أشرح لك لاحقاً. |
| Bu soruşturma dışında, burada oluşunuzun başka bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل هناك سبب آخر لحضورك هنا ، وبالاضافة الى هذا التحقيق؟ |
| Ama bence, gerçeği benden saklamanın başka bir sebebi var. | Open Subtitles | أعتقد بأن هناك سبب آخر يجعلكِ تخفين عني هذا |
| başka bir nedeni olduğunu biliyordum zaten. Bana kızmamıştın. | Open Subtitles | كنت أعلم أن هناك سبب آخر لم تكن غاضبا مني البتة |
| Böyle hissetmemin başka bir nedeni var. Geçen gece fevkalade bir şarap içtim. | Open Subtitles | هناك سبب آخر يجعلنى أشعر أننى على خير ما يرام زجاجة نبيذ رائعه الليله الماضيه |
| Zor seçimlerin eşit derecede iyi seçenekler arasında olmadığını düşünmek için bir neden daha var. | TED | هناك سبب آخر للاعتقاد بأن الخيارات الصعبة ليس اختيارات بين الخيارات الجيدة بنفس الدرجة. |
| Efendim, o gezegene gitmek için başka bir neden daha olabilir. | Open Subtitles | سيدى قد يكون هناك سبب آخر للذهاب لهذا الكوكب |
| Bir başka büyük sebep daha var: Kasların beyinden gelen sinyallere cevap verme becerisi. | TED | هناك سبب آخر رئيسي: وهو قدرة العضلات للاستجابة للإشارات التي يُرسلها المخ. |
| Eğer başka bir sebebi varsa lütfen söyle, dinliyorum. | Open Subtitles | لا, إن كانَ هناك سبب آخر فمن فضلكِ, أنا مُصغيّ. |
| Ama yeni bir tişört almaya paranın yetmemesinin başka bir sebebi vardır belki? | Open Subtitles | و لكن ربما هناك سبب آخر في عدم قدرتك عل شراء قميص جديد و ها ؟ |
| Ee, şirin online alışverişinin haberinden başka ziyaretinin başka bir sebebi var mı? | Open Subtitles | إذن, بخلاف أخبار شرائك اللطيف هل هناك سبب آخر لزيارتك؟ |
| Yoksa en fazla para veren için çalışmanın başka bir sebebi mi var? | Open Subtitles | أمْ هناك سبب آخر لعملك لصالح مَنْ يدفع أكثر؟ |
| Gitmelerini beklemiş. başka bir sebebi olamaz. | Open Subtitles | كان ينتظرهم حتّى يغادروا، ليس هناك سبب آخر |
| Büyük balığın aslan payını almasının başka bir nedeni daha vardır. | Open Subtitles | هناك سبب آخر على حصول السمك الأكبر على نصيب الأسد |
| Ama, bizi uzak tutmasının, başka bir nedeni olabileceğinden şüpheleniyorum. | Open Subtitles | مع ذلك،أشك أنه قد يكون هناك سبب آخر لإبعاده لنا جميعًا |
| Ama bir arada olmalarının başka bir nedeni daha var. | Open Subtitles | لكن هناك سبب آخر لعيشهم في مجموعات |
| Bunu yapmak istememin başka bir nedeni daha var. | Open Subtitles | هناك سبب آخر لماذا أريد أن أفعل هذا |
| Aslında düşünmenizi gerektirecek... başka bir neden daha var. | Open Subtitles | في الحقيقة، هناك سبب آخر ربما تريد وضعه في الاعتبار |
| Hayır, bir neden daha var, daha önemli bir neden. | Open Subtitles | لا هناك سبب آخر وسبب آخر أكثر أهمية |
| Kalman için başka bir sebep daha var. | Open Subtitles | هناك سبب آخر لربما يدفعك للبقاء |