"هناك سوى" - Translation from Arabic to Turkish

    • sadece bir
        
    • sadece iki
        
    • Orada sadece
        
    • başka bir şey
        
    sadece bir kaç Jaffa kaldı. Onları etkisiz hale getirebiliriz. Open Subtitles ليس هناك سوى عدد قليل من الجافا يمكننا القضاء عليهم
    "sadece bir çıkış yolu var ve kirli, hileli oyunların... Open Subtitles ليس هناك سوى مخرج واحد لك، وينبغي علي القبول به...
    Ama silahtan sadece iki kurşun eksilmişti. Open Subtitles ... لكن لم يكن هناك سوى طلقتين مفقودة من المسدس
    Bu dairede benden başka sadece iki kişi yaşıyor. Open Subtitles ليس هناك سوى اثنان آخران في الشقة
    Orada sadece hırsızlar ve katiller var. Open Subtitles . لا يوجد شئ هناك سوى المجرمين واللصوص
    Son çalistigim yerde paylasmadim. - Orada sadece iki hizmetçi ve bir asçi vardi. Open Subtitles لم أكن في غرفة مشتركة في وظيفتي الأخيرة - لم يكن هناك سوى خادمتان وطباخة -
    Üzgünüm efendim, ama onu kaybettik. Ticari gemilerden başka bir şey yok. Open Subtitles أَنا آسفُ، سيد، لَكنَّنا فَقدنَاها لا شيء هناك سوى السفينة التجاريةَ
    Orada 50 mil boyunca kum ve fırtınadan başka bir şey yok. Open Subtitles لا شيء هناك سوى 50 ميل من الرمال والثعابين.
    Şimdi ise özgürlüğünü kazanmasına sadece bir Görev uzaklığındadır ve bu Görev onu hiçbir ölümlünün canlı olarak geri dönmeyi başaramadığı bir yere, yani ölüler diyarı Hades'e gönderecektir. Open Subtitles والأن لم يبقى هناك سوى تحدى واحد لينال حريته ولكن هذه المرة سيذهب إلى مكان لم يعد اى فانى منه حياً أرض الأموات
    Bu okulu resmi olarak sadece bir Model B.M. temsil edebilir, o yüzden bir anlığına şu çılgınlığa bir ara verelim. Open Subtitles لا يمكن أن يكون هناك سوى نموذج واحد فقط الذي يمثل المدرسة بصفة رسمية لنوقف هذا الجنون
    sadece bir kurtarıcı olabilir ve o da benim.. Open Subtitles لايمكن ان يكون هناك سوى بطل واحد، و هو أنا
    Aynı izi taşıyan sadece bir bomba daha var. Open Subtitles لم يكن هناك سوى جهاز واحد اخرى مع نفس التوقيع.
    İlginçtir ki Daniel Craig'e kadar sadece bir tane İngiliz James Bond oldu. Open Subtitles ومن المثير للاهتمام، حتى دانيال كريغ، لم يكن هناك سوى واحد الإنجليزي جيمس بوند.
    Bu dairede benden başka sadece iki kişi yaşıyor. Open Subtitles ليس هناك سوى اثنان آخران في الشقة
    Bakın, eğer siz de Goa'ya gitmek istiyorsanız o zaman önümüzde sadece iki seçenek kalıyor. Open Subtitles و اذا اردنا جميعا ان نذهب الى جوا فليس هناك سوى حلا واحدا...
    Orada sadece sabun ve su var. Open Subtitles لا يوجد هناك سوى الماء والصابون
    Orada sadece hayaletler var. Open Subtitles لا يوجد شيء هناك سوى الأشباح
    Kumdan başka bir şey yok. Open Subtitles ما من شيء هناك سوى رمل, لا يمكنني أن أرى أي شيء
    Yani, koyunlar ve tacizci bir babadan başka bir şey olmayan çiftlik evine kapatılmış gibi. Open Subtitles محبوسين داخل بيت المزرعة ولا شئ هناك سوى الأغنام وأبونا المتعسف، صحيح
    Bu dağların üzerinden geçemeyiz. Orada buz ve kayadan başka bir şey yok. Open Subtitles لا يمكنكم صعود هذه الجبال, فلا شيء هناك سوى الثلج والصخور.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more