| Bir zamanlar küçük bir kız ormanda uzun bir yürüyüşe çıkmış. | Open Subtitles | ذات مرة كان هناك فتاة صغيرة ذهبت تتمشى طويلا في الغابة |
| Şu an ameliyathanede beni bekleyen küçük bir kız var. | Open Subtitles | هناك فتاة صغيرة في غرفة العمليات والتي لن تعيش بدوني. |
| Bir zamanlar, gerçek bir gazeteci olmanın hayalini kuran küçük bir kız varmış. | Open Subtitles | في وقت من الأوقات كان هناك فتاة صغيرة حلمت بأن تصبح صحفية حقيقية |
| Kardeşinin bebeğini taşıyan genç bir kız var ve yardımına ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | هناك فتاة صغيرة تحمل رضيع أخيك و يمكنها بالتأكيد الإستفادة من مساعدتك |
| Ufak bir kız... Ona uzandım ve onu yakaladım. | Open Subtitles | كانت هناك فتاة صغيرة مددت يدي وأمسكت بها |
| Bir zamanlar, uzak bir ülkede, çok küçük bir kız yaşarmış. | Open Subtitles | حدث ذات مرة في بلد بعيد أنه كان هناك فتاة صغيرة جداً، |
| Dışarıda tüm ailesinini kaybetmek üzere olan küçük bir kız var. | Open Subtitles | هناك فتاة صغيرة في الخارج والتي على وشك فقدان عائلتها كُلها |
| Tüm o Baş Rahibe tavırlarının altında edepsiz, küçük bir kız var değil mi? | Open Subtitles | , تحت كل أداء رئيسة دينية , هناك فتاة صغيرة الشقية أليس كذلك ؟ |
| İşte başlıyorum. küçük bir kız var ve onun, yeni bir kalbe ihtiyacı var. | Open Subtitles | لنبدأ، هناك فتاة صغيرة هناك عيب خلقي في قلبها |
| Çünkü üst katta uyandığında burada olmak, onu sevmek korumak ve ailesi olmak konusunda ikimize güvenen küçük bir kız var. | Open Subtitles | لأن هناك فتاة صغيرة بالأعلى تعتمد عليك وعلي لنكون هنا عندما تستيقض لنحبها ونحميها ونكون عائلتها |
| Burada oturan, gözü şiş küçük bir kız vardı. | Open Subtitles | كان هناك فتاة صغيرة تجلس هنا بعين مُتورمة |
| Bir varmış, bir yokmuş, uzun zaman önce küçük bir kız yaşarmış. | Open Subtitles | كان يا مكان منذ زمن بعيد كان هناك فتاة صغيرة |
| küçük bir kız ölecek. Bunun senin için bir önemi yok mu? | Open Subtitles | هناك فتاة صغيرة تموت, الا يشكل هذا عبئا عليكِ؟ |
| Bir zamanlar uzak bir ülkede, çok küçük bir kız yaşarmış... | Open Subtitles | حدث ذات مرة في بلد بعيد، أنه كان هناك فتاة صغيرة جداً... |
| Minibüste küçük bir kız var. O benim kızım. | Open Subtitles | هناك فتاة صغيرة فى الشاحنة إنها ابنتى |
| Orada Drew adında küçük bir kız var mı? | Open Subtitles | هل هناك فتاة صغيرة فى الداخل ؟ درو ؟ |
| Kızgın ve tehlikeli hayaletlerlee aynı evde olan bir kız var... | Open Subtitles | اسمعِ، هناك فتاة صغيرة محبوسة بذلك المنزل مع أشباح غاضبة وخطرة |
| Ufak bir kız. Bana kutu gibi bir şey göstermeye çalışıyordu. | Open Subtitles | - هناك فتاة صغيرة, كانت تُحاول أن تريني صندوقاً أو شيئاً ما - |
| Evvel zaman içinde... uzaklarda bir krallıkta... genç bir kız yaşardı... saçları altından yapılmış... köydeki insanlar onu gördüklerinde... | Open Subtitles | فى مملكة بعيدة جدا جدا عاشت هناك فتاة صغيرة كان شعرها مصنوعا من خصلات الذهب |
| Uzun zaman önce, Geum Jan Di adında fakir bir kız yaşarmış... | Open Subtitles | أدفئ حتى من الشمس منذ عهد بعيد، كان هناك فتاة صغيرة فقيرة ..تسمى غيوم جاندي |