| oradaki herkes kadının çok hasta olduğu ve hastanede olmaya ihtiyaç duyduğu konusunda hemfikirdi. | TED | الجميع هناك كان يعلم أن هذه المرأة مريضة جداً وأنها بحاجة إلى البقاء في المستشفى |
| oradaki çalışmam, birleşik kuantum alanı kuramlarının geliştirilmesiydi. | Open Subtitles | و عملي هناك كان على تطوير نظريات مجال الطاقة الموحد |
| Birinin seksi büyükannesi. oradaki garaj işçisinin beni kestiğini fark ettin mi? | Open Subtitles | ألاحظتما أن الميكانيكي هناك كان يتفحصني؟ |
| Ve merdivenden aşağı indiğimde o şey oradaydı, tam camda karşımdaydı adamım. | Open Subtitles | وعندما نزلت السلم ورأيت ذلك الشيء هناك كان هناك خلف الزجاج ياصديقي |
| Tabii ki babam oradaydı ve o gün çok gururluydu. | TED | بالطبع، هذا أبي هناك كان فخوراً جداً ذلك اليوم. |
| Vardığımızda, bisikletliler çetesi de oradaydı. | Open Subtitles | عندما وصلنا إلى هناك كان هناك عصابة من المسلحين |
| O olaylarin tek gerçek görgü tanigi bizim sokak yargicimiz. | Open Subtitles | الشخص الآخر الوحيد الذي كان هناك كان بطلنا المُنفذ للقانون بيده. |
| oradaki herkes ölülerle konuşmaya geldi sonuncu kadın hariç, o niye oradaydı? | Open Subtitles | الان كل من حضر هناك كان يريد محادثة الموتى ما عدى تلك المرأة في النهاية لماذا كانت هناك؟ |
| Çünkü oradaki insanların karşı karşıya oldukları şeyin yüzünü görmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | لأن الأشخاص هناك كان يجب أن يعلموا من يواجهوا. |
| Evet, oradaki futboldan sıkıldım. Berbat takımlar, berbat lig. | Open Subtitles | لم أعجب بكرة القدم هناك كان الفريق سيء والدوري سيء |
| oradaki arkadaşın oldukça iyiydi ama benim dengim değil. | Open Subtitles | صديقك هناك كان بارعاً جداً، لكنّه بعيد المُستوى قليلاً. |
| oradaki herkes aynı ördekle ilişkiye giriyor. | Open Subtitles | كل من كان هناك كان يقيم علاقةً مع نفس البطة! |
| Haberler kötü, kılıç yerinde değil. oradaki sahtesi. | Open Subtitles | أخبار سيئة , السيف ليس هناك كان مزيفاً |
| En eski geceliğim oradaydı. Köyün çocukları geceliği yel değirmeninin tepesine bağlamışlardı. | Open Subtitles | هناك كان فستاني الليليّ الأوّل ربطه الصبية على قمّة الطاحونة الهوائيّة |
| Will'in oğlan oradaydı; ama eğer bir şey görmüş olsaydı şimdiye dek söylerdi, değil mi? | Open Subtitles | إبن ويل كان هناك لكنه لم يتحدث بأنه رأى أي شي هناك كان من الممكن أن يقول شيئا, أليس كذالك؟ |
| En eski geceliğim oradaydı. Köyün çocukları geceliği yel değirmeninin tepesine bağlamışlardı. | Open Subtitles | هناك كان فستاني الليليّ الأوّل ربطه الصبية على قمّة الطاحونة الهوائيّة |
| Ama oraya vardığımda, polislerinizden biri zaten oradaydı. | Open Subtitles | ولكن عندما وصلت إلى هناك كان هناك أحد رجالك من الشرطة |
| Kamptan yaklaşık 60-80 metre ilerideydi, Joe oradaydı. | Open Subtitles | حوالي 80-60 مترا خارج المخيم, هناك كان "جو |
| O olayların tek gerçek görgü tanığı bizim sokak yargıcımız. | Open Subtitles | الشخص الآخر الوحيد الذي كان هناك كان بطلنا المُنفذ للقانون بيده. |