| Oraya geri dönmemeye ant içmişti. bir daha asla dönmeyecekti oysa. | Open Subtitles | بالرغم من أنّه أقسم على أن لا يعود أبداً لا يعود الى هناك مرّة اخرى |
| bir keresinde Vicodin stoklarım tükenmişti ve... | Open Subtitles | كانت هناك مرّة واحدة عندما انتهت التعبئة لدوائي الفيكودين |
| bir keresinde adamın tekinin çöp tenekesini alıp elemanın kafasında kırdığına ve her tarafın kana bulandığına şahit oldum. | Open Subtitles | تشارلي، تشارلي أنا كُنْتُ هناك مرّة ورأيت رجل يلتقط برميل الزبالة |
| Herşeyin bir ilki vardır. | Open Subtitles | هناك مرّة أولى لكل شيئ. مهلاً، ماذا حدث؟ |
| bir keresinde yardım için beni aradığında onu oradan almıştım. | Open Subtitles | لقد أقللته من هناك مرّة حينمااتصلبي طلباًللمساعدة. |
| Ancak öyle bir zaman vardı ki o kararlılığımı kaybettim ve bildiğimi düşündüğüm her şey sadece bir yalandan ibaret oldu. | Open Subtitles | و لكن كان هناك مرّة حينما ...فقدتُ هذا اليقين و أنّ كلّ شئ ظننتُ أنّي على دراية به كان محض كذبة |
| Haftada birkaç kez gitmek şöyle dursun, ayda bir kez bile gidemem oraya. | Open Subtitles | لا يمكنني الذهاب إلى هناك مرّة في الشهر فما بالك بثلاث مرّات في الأسبوع |
| Bu yüzden gelecek sefer bana seni seviyorum dediğinde tabii bir kez daha söylersen ben de seni seviyorum diyeceğim. | Open Subtitles | لذلك في المرّة القادمة عندما تقول لي أنّك تحبّني، إذا كانت هناك مرّة قادمة.. فسأقول لك أنّني أحبّك أيضاً |
| Bu sefer, başka bir "gelecek sefer" olmayacak. | Open Subtitles | في هذه المرّة لن يكون هناك مرّة قادمة |
| Sanırım her şeyin bir ilki vardır. | Open Subtitles | جيّد، تخمين هناك مرّة أولى لكلّ شيء. |
| bir kez seni oraya kadar izledim. Dışarıda oturdum. | Open Subtitles | لقد لحقت بك هناك مرّة جلست في الخارج |
| Her şeyin bir ilki varmış. | Open Subtitles | هناك مرّة أولى لكُلّ شيءِ حسنا |
| bir dahaki seferin olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنّه ستكون هناك مرّة قادمة. |
| Her şeyin bir ilki vardır. | Open Subtitles | هناك مرّة أولي لكل شئ. |
| - Umarım bir dahaki sefer olmaz. | Open Subtitles | -أتمنّى ألا تكون هناك مرّة قادمة |
| Gördüm zaten. bir keresinde orada ev fuarı yapmışlardı. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَهُمْ a معرض بيتِ هناك مرّة. |
| bir keresinde Jackie'e "Sorun nedir?" diye sormuştum ve o üç gün boyunca susmadı. | Open Subtitles | هناك مرّة سألتُ (جاكي)، ما الخطب؟ و لم تصمت لمدّة ثلاثة أيام متتاليّة. |
| bir zamanlar Heath'den bir kadın varmış. | Open Subtitles | "هناك مرّة كان إمرأة من المرج، |
| Beni bir kere götürmüştün biz daha çıkarken. | Open Subtitles | -نعم، اصطحبتني إلى هناك مرّة ... عندما كنّا نتواعد. |
| bir dahaki sefer olmayacak. | Open Subtitles | لن تكون هناك مرّة أخرى |