"هناك واحد" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir tane var
        
    • Bir tanesi
        
    • bir kişi
        
    • biri var
        
    • tek bir
        
    • kimse
        
    • - Bir
        
    • tane olacaktı
        
    • bir tane daha var
        
    Hepsi bir arada. Ama aslında sadece bir tane var. Open Subtitles يعكس شخصا واحد والكل ولكن في الحقيقة هناك واحد فقط.
    Şehir merkezinde de bir tane var. Evet, çok güzel. Hadi gidip bakalım. Open Subtitles ـ أجل، هناك واحد في وسط المدينة ـ أنه رائع، لذا تفقدي هذا
    Kişisel sağlık ve beslenme ile alakalı başka bir tane var. TED هناك واحد آخر عن الصحة الشخصية والتغذية.
    Bir tanesi bir ağaç hakkında ki anlaşılan onu bulmuşlar. Open Subtitles لذا، هناك واحد بشأن شجرة قد عثروا عليها كما يبدو.
    Bir tanesi bir ağaç hakkında ki anlaşılan onu bulmuşlar. Open Subtitles لذا، هناك واحد بشأن شجرة قد عثروا عليها كما يبدو.
    Tek bir kişi kurtuldu. Korkunç bir trajedi. Open Subtitles كان هناك واحد على قيد الحياه من هذه المأساه
    Daha yakınında biri var ama. Open Subtitles هناك واحد منهم قريب جداً , خلف رأسك تماماً
    Kafan bu kadar iyiyken gidebileceğin tek bir yer var. Open Subtitles هناك واحد فقط وضع يمكنك الذهاب عندما كنت هذا عالية
    Bir otelde. Görünüşe göre bir tane var. 'Trinacria'. Open Subtitles في فندق.على ما يبدو هناك واحد فقط.التريناكريا
    Şurada bir tane var Masa benim Open Subtitles لا، هناك واحد هناك. تَغْرزُ على تلك المنضدةِ.
    Bak şurada bir tane var. Bak! Bak! Open Subtitles أنت سترى، هناك واحد فقط هناك تراهم، إنهم أغبياء
    - Biz sadece bir Unas öldürdük. - Ben sadece bir tane var sanıyordum! Open Subtitles لقد قتلنا أوناس واحد كنت أعتقد أن هناك واحد فقط
    Yolun aşağısında bir tane var ama yabancı olduğunu hemen anlarlar. Open Subtitles هناك واحد أسفل الطريقِ. لكنهم سيعرفون انك غريب لا نستطيع ان نخاطر بذلك.
    Hangarda yok, ama 2 kat aşağıda bir tane var. Open Subtitles حسناً, ليس هناك واحد بمنصة القافز لكن هناك واحد تحت مستويان للأسفل سنفعل ذلك
    Bir tanesi çarpan denizanasına benziyordu. Open Subtitles كان هناك واحد يشبه قنديل البحر الكهربائي
    Ama aralarında hepsinden daha zeki ve şaşırtıcı olan Bir tanesi var. Open Subtitles لكن هناك واحد الذي أكثر مراوغة وذكي من كلّ البقية.
    Şu ana kadar sadece üçünü buldular. Bir tanesi hala kayıp. Open Subtitles وجدوا 3 مستلقين إلى الآن و مازال هناك واحد مفقود
    bir kişi etkisiz, bir kişi kaçıyor. Tekrar ediyorum, bir kişi kaçıyor. Open Subtitles هناك رجل، مطروح على الأرض و آخر في حالة فرار، أأكد هناك واحد بحالة فرار
    İçinizde kameraman yardımcılığı yapabilecek biri var mı? Open Subtitles هَلْ هناك واحد بينكم مَنْ قَدْ يَلْبسُ العباءةَ مِنْ مُساعدِ آلةِ التصوير؟
    Henüz gömülmedim. Bir adam, albay. tek bir adam ne yapabilir ki? Open Subtitles لست مدفون لحد الآن هناك واحد منكم فقط ، ما الذي سيفعله ؟
    O zaman işi bitirmek için kimse kalmayacak Jeremy özgür olacak. Open Subtitles سوف يكون هناك واحد اليسار لإنهاء المهمة سوف جيريمي يكون حرا
    - Bir iki küçük problem olabilir... - Kan hücrelerini gördün mü hiç? Open Subtitles قد يكون هناك واحد او اثنتين من الاخطاء - هل رأيت خلايا دمها؟
    Yangın alarmı. Kuliste bir tane olacaktı. Open Subtitles ـ أنذار الحريق، هناك واحد في حجرات المسرح
    Aslında daha iyi durumda olan bir tane daha var. Open Subtitles في الحقيقة، هناك واحد آخر ذلك قريبا لأَنْ يُعْمَلَ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more