| Size sormam gereken bir şey var, Kraliyet Mahkemesi üyeleriyle yaptığımız nedir? | Open Subtitles | هنالكَ شيءٌ يجب أنْ أسألكِ عنه ماذا سنفعل بأعضاء البلاط الملكي ؟ |
| Benim için çok önemli bir şey var ki, o da mutluluğun. | Open Subtitles | و لكن هنالكَ شيءٌ اهم بالنسبة لي بكثير ألا و هو سعادتكِ |
| Çünkü yapmanı istediğim bir şey var ve seveceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لأنّ هنالكَ شيءٌ أُريدُ منكَ أنْ تفعله و أنا لستُ واثقاً من إنّه سيعجبكَ |
| Sence öldükten sonra bir şey var mıdır? Melekler ve cennet gibi mi? | Open Subtitles | أتظن إن هنالكَ شيءٌ بعد الموت ؟ |
| Ama yapabileceğin bir şey var. | Open Subtitles | و لكن هنالكَ شيءٌ واحدٌ فقط بوسعكَ فعله |
| Bize göstermek istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هنالكَ شيءٌ تريدنا أن نراه ؟ |
| Bekle. Bekle, Ulrich. Bilmediğin bir şey var. | Open Subtitles | انتظر، انتظر، (اولرك) هنالكَ شيءٌ لا تعرفه |
| Eminim bu odadaki herkesin merak ettiği bir şey var ama sormak için ya çok kibarız ya da aşırı utangaç. | Open Subtitles | حسنٌ, هنالكَ شيءٌ أنا واثقٌ من ...إنّ كل ّ من في هذه الغرفة يراوده الفضول بشأنه و لكنّه إمّا خجول أو محرج جداً ليقوم بالسؤال عنه |
| Bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | هنالكَ شيءٌ عليكَ أن تعلم به. |
| Bu virüsün içinde bir şey var. | Open Subtitles | هنالكَ شيءٌ بداخل الفايروس |
| Orada bir şey var. | Open Subtitles | هنالكَ شيءٌ ما هناك |
| Bilmen gereken bir şey var... | Open Subtitles | هنالكَ شيءٌ عليكِ ... معرفته |