| Donna, kaçtığın ve okuldakileri göreceğin için gerginsin biliyorum ama bilmeni isterim ki her şey kontrolüm altında. | Open Subtitles | حول مقابلة زملائك في المدرسة بعد هربك وكل ما هنالك لكن أريدك أن تعلمي أن كل شيء تحت السيطرة |
| Peki, her şeye tamam ama burası oturma odası değil. | Open Subtitles | نعم هذا جيد وكل ما الى هنالك لكن هذه ليست غرفة معيشة |
| Onun ne kadar büyük bir basketbol yıldızı olduğunu biliyorum ama sana ayıracak zaman-- | Open Subtitles | اسمعي, اعلم انه لاعب كرة سلة كبير وما هنالك لكن اتعلمين يجب أن يجد الوقت |
| Şunu düşünüyor olbilirsiniz, "Orada yaşayabilecek bir yer yok." ama bu doğru değil. | TED | قد تقولون ، " لأنه لا يوجد شئ حي هنالك " لكن هذا ليس صحيحاً. |
| biliyorum ama sosyalleşmem de gerek. | Open Subtitles | لكن هنالك لكن لدي خطط اجتماعية |
| Todd'la oraya gitmeyi planlıyorduk ama artık tek gitmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | تحدثت مع ( تود ) حول الذهاب إلى هنالك لكن الآن أعتقد بأنني سوف أذهب لوحدي |
| Biri var ama âşık olmamak gerekir. | Open Subtitles | هنالك... لكن لا يجب أن تقعي في الحب... |
| Yoksa büyük bir "ama" mı gelecek? | Open Subtitles | او هنالك لكن قادمة |
| ama? ama falan yok. | Open Subtitles | -ليس هنالك "لكن " |