| Peki, Peggy'nin odası ve saçı dışında öğrenmem gereken yeni bir şey var mı? | Open Subtitles | إذاً، عدا مكتبها وتسريحة شعرها هل هنالِك أمر جديد آخر يجب أن أعرفه؟ |
| Bu şirketi kurtarabilecek bir adam var. | Open Subtitles | هنالِك رجلٌ واحد يستطيع إنقاذ هذه الشركة. |
| Vay anasını ya, burada yararlanmadığımız kuş yumurtalarından bir dünya var resmen be! | Open Subtitles | يا إلهي، هنالِك عالمٌ آخر من البيض الذي لم نستغلّه. |
| Bu tamamen ondaki bir hormonal dengesizlik yüzünden. | Open Subtitles | وهذا من المؤكد أن هنالِك خلل في هرمون فيه |
| Sana bahsetmek istemezdim ama evin etrafında bir psikopat dolanıyor. | Open Subtitles | أملت أن أتجنّب قول هذا لك ولكن هنالِك مختل عقلي يختلس خارج هذا المنزل |
| Buraya sadece bana bok atmaya mı geldin ya da başka bir neden var mı? | Open Subtitles | ، لذا أأتيتِ هنا لكي تطقطقين عليّ أو هنالِك سببٌ آخر؟ |
| Şurada parfümü pek sevmeyen bir adam var. | Open Subtitles | هنالِك رجُل هناك لا يحب العطر. |
| Aşağıda oturan fena bir moruk var. | Open Subtitles | هنالِك متقاعدة بائسة صغيرة بالأسفل هناك |
| Orada bir şeyler var. | Open Subtitles | هنالِك أشياء هناك. |
| Şurada da iki tane var. | Open Subtitles | هنالِك إثنان منهم هنا. |
| Bayan Draper, düşündüğüm şeyi konuşuyorsak başka seçenekler de var tabii. | Open Subtitles | سيّدة (درايبر)، إن كنا نحظى بالمُحادثة التي أعتقد باننا كذلك فـ هنالِك بدائل ، بالتأكيد |
| Atwater hakkında bilmeniz gereken bir şey var! | Open Subtitles | هنالِك شيءٌ يجب أن تعرفون عنه "آتواتر"! |
| Bu mezarda bir ceset daha var. | Open Subtitles | هنالِك جثة أخرى في هذا القبر |
| Tel Aviv'de Vera Stroux tarafından yönetilen bir Yahudi korosu var. | Open Subtitles | في تل ابيب هنالِك يهوديّين وجوقة تدار بواسطة (فيرا ستروكس) |
| Yaratıcı ekibin ikna etme fantezilerine bağlı kalmamız için bir sebep yok. | Open Subtitles | ليس هنالِك سبب لأن نكون مُقيّدين بقناعة خيال الإبداعيّ |
| Baban öldükten bir süre sonra telefon çaldı. | Open Subtitles | في وقتٍ ما, بعد وفاة أبوكِ كان هنالِك إتصالاً |
| Bunun geri dönüşü yok. Kartını istiyor musun? Yapabileceğim bir şeyler olması lazım. | Open Subtitles | أعني، أنَّه لا مجال للعودة تريد بطاقته ؟ إلهي، يجب أن يكون هنالِك شيءٌ آخر يمكنني فِعله |
| Daha önce yaptığımız hataları bir daha yapamayız. | Open Subtitles | لا يمكن أنْ يكون هنالِك . أي زلَّات كما في السابق |