| Yakında savaş olacak, unutamadığın savaş. önce buraya gelecekler. | Open Subtitles | . قريباً سنخوض معركة لن تنسى سيأتون إلى هنا أولاً |
| Yarımadanın uzun kolu, kıtanın kalanından daha kuzeye uzandığından bahar önce buraya gelir. | Open Subtitles | إنها زراع طويلة ، تمتد نحو الشمال أبعد من باقي القارة ، لذا فالربيع يصل هنا أولاً. |
| Buraya ilk ben gelsem ve her şeyi temizlesem? | Open Subtitles | ماذا لو أنا رجعت إلى هنا أولاً ونظفّت كل الفوضى؟ |
| Aslında Buraya ilk ben geldim, asıl sen beni takip ediyorsun. | Open Subtitles | في الواقع لقد كنت هنا أولاً أنت من يتبعني |
| Önce buradan çıkalım, yolda anlatırım. | Open Subtitles | دعنا نَخْرجُ من هنا أولاً وأنا سَأُوضّحُه إليك في الطريق. |
| işte kuluçka makinamız bu. Nefes borusunu önce burada büyüteceğiz. | Open Subtitles | هذه هي الحاضنة وسنستنبت الرغاميّ هنا أولاً |
| Buraya önce biz geldiğimiz için şanslısınız. | Open Subtitles | أنتَ محظوظ أننا وصلنا هنا أولاً |
| İlk buraya gelmek istemedin çünkü onu listeden silmek istemiyordun. | Open Subtitles | لم ترد أن تأتي هنا أولاً... لأنك لم ترد أن تشطبه من القائمة |
| İlk Önce buradan çıkmakla ilgilenelim. | Open Subtitles | هيا نقلق بخصوص الخروج من هنا أولاً |
| Böyle başka sorular soracaksanız önce buraya bir avukat getirin. | Open Subtitles | إن كان لديك أسئلة أخرى مثل هذه فأحضر لي المحامي هنا أولاً |
| Herkes önce buraya gelecek, sonra otele gidecek. | Open Subtitles | الجميع سيأتي هنا أولاً وبعد ذلك يذهب للفندق |
| Şaruti, planlar Şaruti, önce buraya. | Open Subtitles | شروتي، التخطيطات، شروتي، هنا أولاً. |
| İlk önce buraya gelmek istedim. Yalancı. | Open Subtitles | أنا من قرر المجيء إلى هنا أولاً |
| Buraya ilk geldiğimizde çapı üç km'den genişti şu an ise iki buçuktan az. | Open Subtitles | عندما وصلنا هنا أولاً قد تجاوز الثلاث كيلوا متر قطراً والآن اقل من الكيلوين والنصف |
| Buraya ilk ben geldiysem, seni nasıl takip edebilirim? | Open Subtitles | كيف أتبعكِ بينما أنا هنا أولاً ؟ |
| Buraya ilk biz geldik. Bir üst kurduk bile. | Open Subtitles | كنا هنا أولاً لقد اقمنا قاعدة ادراة |
| İlk onu aramadım, Buraya ilk o geldi. | Open Subtitles | لم اتصل بها أولاً، لكنها حضرت هنا أولاً |
| Arkadaşlarına yardım edebilirsin ama Önce buradan çıkman lazım. | Open Subtitles | بوسعك مساعدتهم، لكن عليكِ الخروج من هنا أولاً. |
| Fakat bu geleceği inşa edebilmelerinin tek yolu, dünyayı değiştiren şirketlerin Afrika'da büyüyebildiğini ve bu radikal teknolojilerin önce burada başlayabileceğini fark etmemizdir. | TED | ولكن الطريقة الوحيدة التي يمكن بها أن نبني هذا المستقبل هي بإدراكنا أن الشركات الكبرى في العالم يمكن توسيع نطاقها في أفريقيا وأن التقنية يمكن أن تبدأ هنا أولاً |
| Buraya önce biz geldik. | Open Subtitles | أوه , حسناً , لقد كنَّا هنا أولاً |
| İlk kez burada icra edilen muhteşem şarkılar. | Open Subtitles | هذه كلّ الأغاني العظيمة جدا الذي غنّيت هنا أولاً. |