| Buraya sadece Chloe'nin sağlığını kontrol etmek için geldiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | انا لا اصدق بأنك هنا فقط للإطمئنان على صحة كلوي |
| Buraya sadece şu film gecesinin Joe'nun evinde olacağını söylemeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا فقط لإخباركم ليلة الفيلم تم نقلها إلى منزل جو |
| Oğlanlar Buraya sadece yaz tatilleri için gelirlerdi o yüzden fazla umutlanamazdık. | Open Subtitles | الفتى يأتي هنا فقط لفترة الصيف, لذا لا يمكنكِ أن تستثمريه جيدا |
| Yoksa Burada öylece takılıp, vücutlarımız hakkında sohbet mi edelim? | Open Subtitles | او يتعين ان نتسكع هنا فقط ونتحدث عن اجسادكما ؟ |
| İnanın ki kız kardeşinizi kimin öldürdüğünü bulmaya yardım etmek için buradayım. | Open Subtitles | اعدك أنني هنا فقط لأنني أريد المساعدة في إيجاد الشخص الذي قتل |
| - Ağaç uzmanıyım ben. Buraya sadece ağaçlara bakmaya geldim. | Open Subtitles | أنا مختص بالأشجار أنا هنا فقط لألقي نظرة على الشجرة |
| ...ama Buraya sadece aramızda geçenler için özür dilemeye gelmedim. | Open Subtitles | ولكن انا لست هنا فقط للاعتذار بخصوص ما حدث بيننا |
| Yoksa Buraya sadece lavabo şakanı yapmak için mi geldin? | Open Subtitles | أم أنك جئتَ إلى هنا فقط لتلقيَ علي نكتة بالوعتك؟ |
| Tabi Buraya sadece para için gelmediyseniz. | Open Subtitles | . إلا ,طبعاً انتم هنا فقط . من أجل المال |
| Baştan açık konuşalım. Buraya sadece profesyonel sebeplerden geldim. | Open Subtitles | حسناً لنكن واضحين أنا هنا فقط لأسباب مهنية |
| Teşekkürler Alice... Buraya sadece manzara için gelirim. | Open Subtitles | أوه شكراً لك ِ , أليس أنا أتي هنا فقط للمشهد |
| Buraya sadece, sen defolup gitmeyene kadar gözüme uyku girmeyeceğini söylemeye geldim. | Open Subtitles | انا هنا فقط كي تعرف انني لن ارتاح حتى ترحل |
| Ben Buraya sadece onu bir güzel silkelemeyin diye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا فقط حتى أتأكد أن يخرج من هنا بصفقة عادلة |
| Şimdi kırıldım. Buraya sadece oy toplamak için mi geldim sanıyorsun? | Open Subtitles | أنا مهان، تعتقد أنني هنا فقط للحصول على صوتك؟ |
| Adamım ben bir şey yapmıyorum ki, Burada öylece duruyorum. | Open Subtitles | أنا لم أي شيئ يا رجل أنا واقف هنا فقط |
| Salkın altına işeme. Sadece yardım için buradayım. | Open Subtitles | لا تتبول فى ملابسك الداخلية أنا هنا فقط لمساعدتك |
| Seni veya abini öldürmek gibi bir arzum yok. Buraya sevgilimi almaya geldim sadece. | Open Subtitles | لكن ليست لدي أي رغبة في قتلك أو قتل أخاك أنا هنا فقط من أجل إحضار عشيقتي |
| Buraya sırf beni utandırmak için gelmedin. Zaten istediğin her an yapabilirsin. | Open Subtitles | لم تأتي هنا فقط كي تحرجني يمكنك ذلك بأي وقت |
| - Ama su sadece buraya kadar! | Open Subtitles | الماء يصل الى هنا فقط ...حسناً، في هذه الحالة |
| burada sadece A.B.D ve Kanada'daki insanlardan mı bahsediyoruz? | TED | وهل نتكلم عن الناس هنا فقط في الولايات المتحدة الأمريكية وكندا؟ |
| Sen burada kal, her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | عليك البقاء هنا فقط وكل شيء سيكون على ما يرام |
| Sadece her şeyin yolunda gitmesini sağlamak için burada. | Open Subtitles | إنه هنا فقط ليتأكد أن كلّ شىء يسير بشكل صحيح |
| Peki, sadece burada oturup izlesem ve seni dinlesem olur mu? | Open Subtitles | حسناً، أتمانعين لو جلست هنا فقط وشاهدت وأستمع، وأن أكون فرقتك؟ |