| Eski günleri konuşmak güzel, ama aslında buraya iş konuşmaya geldim. | Open Subtitles | أحب إعادة تذكر الأوقات القديمه لكنى فى الحقيقه جئت هنا للحديث عن العمل |
| -Buraya sadece konuşmaya geldim. -Konuşmaya mı? | Open Subtitles | لقد حضرت هنا للحديث معكي فقط – للحديث؟ |
| Ama idamını konuşmak için burada değilim. | Open Subtitles | ولكنني لست هنا للحديث حول تنفيذ الخاص بك, |
| Aslında bir cinayet hakkında seninle konuşmak için geldik. | Open Subtitles | نحن هنا للحديث معك حول حادثة قتل |
| Kitaplarla ilgili konuşmak için buradayım, değil mi? | TED | أنا هنا للحديث حول الكتب، حسناً. |
| Benimle şu lanet DJ hakkında konuşmak için mi geldim? | Open Subtitles | جاء هنا للحديث معي عن دج موثرفوكينغ؟ |
| Buraya konuşmaya geldik. | Open Subtitles | نحن هنا للحديث. |
| Bozuk ağzım için kusuruma bakma. Niyetini mi yoksa öfkeni mi konuşmak için buradasın? | Open Subtitles | اعذر لغتي هل انت هنا للحديث عن رغباتك أم عن غضبك؟ |
| Ve elbette, bunun hakkında konuşmak için buradayız. | TED | وهذا، بالطبع، ما نحن هنا للحديث بخصوصه. |
| Buraya, inandığımız şeylerin simgesi olmuş bir adam hakkında konuşmaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا للحديث عن الرجل ...الذي جسّد مجموعة من المعتقدات بالنسبة لنا |
| Pazarlık hakkında konuşmaya geldim. | Open Subtitles | جئت الى هنا للحديث حول التفاوض. |
| Hazelton hakkında konuşmaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا للحديث عن شركة "هيزلتون" للتعدين. |
| Buraya neden Mikael'i uyandırmamı istemediğini konuşmaya geldim. | Open Subtitles | إنّي هنا للحديث عن سبب عدم رغبتكِ في إيقاظ (مايكل). |
| Jules, buraya dava hakkında konuşmaya geldim, izci sözü. | Open Subtitles | جولز، أنا هنا للحديث حول هذه القضية - شرف الكشاف . |
| Jeannine Locke hakkında konuşmaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا للحديث عن جانين لوك |
| Ama bugün müzikle ilgili konuşmak için burada değilim. | TED | لكني لست هنا للحديث عن الموسيقى اليوم. |
| Ve bugün yeni filmi -bir Spielberg filmi- hakkında konuşmak için burada: | Open Subtitles | وانه هنا للحديث عن فيلمه الجديد - سبيلبرغ فيلم - على استعداد لاعب واحد. |
| Ortaklık konuşmak için geldik. | Open Subtitles | نحن هنا للحديث عن علاقة شراكية -شراكة؟ |
| Sadece konuşmak için geldik. | Open Subtitles | نحن هنا للحديث |
| Ben tasarımdan konuşmak için buradayım. | TED | وأنا حقا هنا للحديث عن التصميم. |
| Yalnız konuşmak için buradayım o kadar. Söz veriyorum. | Open Subtitles | أنا هنا للحديث فقط، أعدك بذلك. |
| Pekâlâ, bunu konuşmak için mi geldin? | Open Subtitles | لذا أنت هنا للحديث عن ذلك ؟ |
| Buraya konuşmaya gelmedim! | Open Subtitles | لم آتي إلى هنا للحديث |
| Belli ki konuşmak için buradasın. | Open Subtitles | واضح انك هنا للحديث |
| Bugün insanın doğası hakkında konuşmak için buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا للحديث عن الطبيعة البشرية |