| Sıradan önerileri yaptık ama burade hoşuna gidebilecek yeni bir tane var. | Open Subtitles | لقد كان لدينا كل الطلبات المعتادة ولكن هنا واحد جديد ربما يعجبك |
| Ama şimdi için bir tane var. | Open Subtitles | ولكن هنا واحد في الوقت الراهن. |
| Bunu konuştuk İşte bir tane buldum. | Open Subtitles | لا، عَملنَا أولئك، حَسَناً. أوه، هنا واحد: |
| Tamam, bakalım, işte bir tane daha. | Open Subtitles | حسناً , لنرى هنا واحد آخر |
| Burası Bir. Hedefi görüyorum. 350 metre, yaklaşıyor. | Open Subtitles | هنا واحد رأيت الهدف على بعد أربعة ياردات ناحية الداخل |
| Lider, Burası Bir. Hedefin açığa çıkmasını bekliyorum. | Open Subtitles | أيها القائد هنا واحد ينتظر وضوح الهدف |
| burada bir depoyu ateşe verirken yakalanan bir arkadaşınız var. | Open Subtitles | هنا واحد من نوعكم ، قبض عليه يحاول احراق مخزن |
| Bak, burada da bir tane var. | Open Subtitles | أنظر هنا واحد آخر. |
| Bende bir tane var, al. | Open Subtitles | هنا واحد منها، خذ |
| Bende bir tane var, al. | Open Subtitles | هنا واحد منها، خذ |
| Bir onbaşıya mı ihtiyacın vardı? burada bir tane var. | Open Subtitles | إحتاج عريف هنا واحد |
| burada betonla kaplı bir tane var. | Open Subtitles | هنا واحد مغطى بالخرسان |
| İşte bir tane daha. Hadi bunu deneyelim. | Open Subtitles | هنا واحد آخرُ لَك جربي هذا |
| İşte bir tane daha. | Open Subtitles | هنا واحد آخر |
| İşte bir tane | Open Subtitles | هنا واحد لك |
| İşte bir tane daha. | Open Subtitles | هنا واحد آخرُ. |
| İşte bir tane daha. | Open Subtitles | هنا واحد آخر. |
| burada bir kentilyon epinefrin molekülü var. | TED | عدد جزيئات الإيبنفرين هنا واحد كوينتيليون. |
| burada binaların mikrobik ekolojisi hakkında Jessica Green tarafından yapılmış bir konuşma var. | TED | هنا واحد من جيسيكا جرين حول بيئة الميكروبات للمباني. |