| Bu Henry, sevimli bir erkek çocuğu, Henry üç yaşındayken annesi onu febril nöbet geçirirken buldu. | TED | هذا هو هنري، ولد لطيف، وعندما كان هنري في الثالثة من عمره، لاحظت أمه إصابته بنوبات حموية. |
| Hayır, Henry'le göle kaymaya gitti. | Open Subtitles | لا , هي هي ذهب للتزلج مع هنري في بركة ميلر |
| Müvekkilimin eşi ve altı yaşındaki oğulları Henry'nin babası. | Open Subtitles | زوج موكلتي.. سيليستي وود ووالد ابنهما هنري في السادسة من عمره |
| Evet ama, şu anda Christie Henry'ye senden daha çok benziyor. | Open Subtitles | لكن في هذه اللحظة أرى ملامح هنري في كريستي أكثر مما هي فيك |
| Tamam, peki ya Henry'yi dolaba kilitlediği zamana ne demeli? | Open Subtitles | حسن ، وماذا عن المرة التي حبس بها هنري في الغرفة؟ |
| Geceleri gelir, Henry'e ödevlerinde yardım edip, birkaç alışveriş yapardı. | Open Subtitles | كانت تأتي بالليل لتساعد هنري في واجباته وتقوم بالتسوق |
| Telefon yayınını kaybettik ama telemetride Henry'le dayanıklı bir video bağlantısı kurdum. | Open Subtitles | فقدنا الاستقبال الخلوي لكنني قمت بإنشاء وصلة فيديو تصلني مع هنري في غرفة القياس عن بعد |
| Yine de, bu işte Henry'ye ihtiyacımız olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | لا أزال أقول , نحن بحاجة هنري في هذا الشأن. |
| Donwell'i miras alma konusunda yeğenim Henry için bir tehlike olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | انا متأكدة ان ابن اخي هنري في مأمن عندما يتعلق الأمر بوراثة دونويل |
| Savaşçı Henry'nin kendisi dönüşsün o zaman Harp Tanrısı Mars'a, ve ökçelerinde, ...kılıçlardan akan kanlar, ...düşmanlarının mağlubiyetleri yatar. | Open Subtitles | هناك يبدوا الغازي هنري في صورة تليق به له صولة مارس وروعته وفي ركابه الجوع والحديد والنار |
| Henry'nin bu binada hâlâ etkili olabileceğini söyleme şekli. | Open Subtitles | انها طريقة قول هنري في انه لا يزال يستطيع التأثير في هذه المنشاة |
| Henry'nin sana o dosyayı verdiğinden beri aramızda yaratmaya uğraştığı boşluğa katkıda bulunmak için mi? | Open Subtitles | لتنفذي مخطط هنري في التفريق بيننا منذ ان قام بإعطائك هذا الملف ؟ |
| Sonra Henry'yi yatırdık ve tam da anne baba olarak baş başa kalmak üzereydik ki... | Open Subtitles | إذن,وضعنا هنري في السرير و تعرفون كنا على وشك أن نحظى بوقت لوحدنا بين الأم و الأب و |
| Eh, o halde bu gece yatağına uzandığında George Henry ile buluşmayı planlamanı istiyorum. | Open Subtitles | نعم حسنا عندما تأوي الي فراشك الليلة اريدك ان تخطط لان تقابل جورج هنري في احلامك |
| Henry fabrika için yatırımcıyla konuşmuş. | Open Subtitles | كان هنري في محادثات مع مستثمر محتمل في المصنع. |
| Bash, İtalyan Savaşları sırasında Kral Henry ile birlikteydi, | Open Subtitles | باش كان مع الملك هنري في الحروب الايطاليه |
| Bash'ın İtalyan Savaşları sırasında Henry'nin yanında olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | لقد اكدت لي أن باش كان مع هنري في الحروب الايطاليه |
| Binlerce adam İtalyan Savaşları sırasında Henry'nin yanındaydı. | Open Subtitles | اللاف الرجال كانوا مع هنري في الحروب الايطاليه |
| Helikopter Sydney'deki Prens Henry Hastanesi'ne vardığında, kan basıncım 40'a sıfırdı. | TED | و حين وصلت بالهليكوبتر إلى مستشفى الأمير هنري في سيدني ، كان ضغط دمي 40 على لا شئ . |
| Henry'nin serbest kaldığı gün görüştüğü kadının sen olduğunu teşhis etti. | Open Subtitles | (ولقد حدّدكِ بالمرأة التي زارت (هنري في اليوم الذي أفرج عنه |