| Hikayede rüzgar çanları, karavanlar ve insan kaçıran uzaylılar var. | Open Subtitles | القصة تتضمن ادوات هوائية للعزف مقطورات خطف من قبل الفضائيين |
| Sen yalnız bir savaşçısın. Bilirsin, rüzgar değirmeni, Zırh. | Open Subtitles | أنت أكثر من محارب منعزل تعلم ، طواحين هوائية ، مدرعات |
| Havalı pistonlar dişlileri çalıştırıyor, yumruk hızını ve gücünü dörde katlıyor. | Open Subtitles | أنها مزوّدة بمكابس هوائية للتحكم بالحركة، سرعة أربعة أضعاف وقوة للضرب. |
| Uçan arabalar, robotlar. Uçan bir arabam olsun isterim. Havalı olmaz mıydı? | Open Subtitles | سيارات هوائية ، آليين ، لكم أود أن يكون لدي سيارة هوائية ، أن يكون هذا ظريفاً؟ |
| Onaylanmamış bir hava kabarcığını araman için adamın kalbini bıçaklama riskini göze alamam.. | Open Subtitles | لا يمكنني المخاطرة بجعلك تحقنه في القلب بحثاً عن فقاعة هوائية غير مؤكدة |
| - Sana güzel bir anten şapka yaparız. - İstediğin kadar alay et, budala. | Open Subtitles | سنصنع لك قبعة هوائية لطيفة إسخر مني , يا حبي |
| Mantar öldürücü ilacın aerosol modelini yapıp ilacı GD'nin ve kasabanın her yanına pompalayacağız. | Open Subtitles | علينا إنشاء نسخة هوائية من مبيد الفطريات وضخّ العلاج في جميع أنحاء "غلوبال" ثم البلدة |
| Çok bir şeye benzemiyor, ama bu oldukça uzun bir bisiklet. | TED | انظروا لا يبدو جيداً .. ها .. انها دراجة هوائية طويلة |
| Asansör şaftları, havalandırma kanalları, güvenlik odası. | Open Subtitles | أحتاج للوصول إلى هذا المكان الكامل أعمدة مصعد،منافذ هوائية |
| 10 rüzgar türbini için bahar hasadının %10'u diyelim. | Open Subtitles | .. لنقول ان عشر طواحن هوائية مقابل . نسبة عشرة بالمائة من محصول الرابيع |
| Kurt bir güneş paneli ve rüzgar tribünü kurmuştu. | Open Subtitles | وطاحونة هوائية مما أثـار غضب الجميع يعتقدون بأنها بشعـة ومزعجه للغـاية |
| bisiklet korkusu oluştu, ben de onu rüzgar odasına koydum. | Open Subtitles | لقد أصبح لديه خوف من العجلات، لذا وضعته فى غرفة هوائية. |
| Fırtınada rüzgar kesmesi ile inmeye çalışmış. | Open Subtitles | حاولت أن تهبط وسط العاصفة مع مطبات هوائية |
| Pilot rüzgar kesmesi ile karşılaştığında hızı keser, devri düşürür. | Open Subtitles | عندما يواجه طيار مطبات هوائية أحدهم يتولى السلطة يقوم بسحب الفرامل و العتاد |
| Tamam, paintball tabancamız bir Havalı tüfek, BB tabancası ve plastik, ev yapımı silahımız var. | Open Subtitles | حسناً، لدينا مسدس دهان، بندقية هوائية مسدس صغير، ومسدس أنبوبي ضاغط |
| Benim oğlanlardan biri bir küçük kano, bir olta takımı ödenekten bir onluk, iki yatak ve bir Havalı tüfek çalıp kaçmış. | Open Subtitles | يبدو أن أحد فتياني قد سرق زورقاً صغيراً وبعض أدوات صيد السمك، وعشرة أرطال من معدات متفرقة وفراشين ملفوفين وبندقية هوائية. واختفى. |
| Havalı tüfek almışsın. Çocukken sahip olduğum iki takla yerli yarış pistin var. | Open Subtitles | لديك بندقية هوائية و لديك حلبة سباق سيارات |
| Dişliler, Havalı pistonlar tarafından kontrol ediliyor. Yumruklarının gücünü ve hızını dört katına çıkartıyor. | Open Subtitles | أنها مزوّدة بمكابس هوائية للتحكم بالحركة، سرعة أربعة أضعاف وقوة للضرب. |
| Şehrin altında merkeze bağlanan 43 km uzunluğunda hava basınçlı borular var. | Open Subtitles | توجد أنابيب هوائية طولها 27 ميلاً تحت المدينة, تربط جميع أقسام الشرطة |
| 326 tane Dusty şapkası ve 143 tane süslü anten sattık. | Open Subtitles | (سنبيع 326 رؤوس إلى (دوتسي و 143 كرات هوائية |
| İçinde ateşleyicisi ve tetiği olan aerosol bir kutu. | Open Subtitles | إنّها علبة هوائية بمادة قابلة للإشتعال |
| Eğer işini biliyorsan bir parça... borudan ya da bisiklet pompasından silah yapabilirsin. | Open Subtitles | إن كان المرء بارعاً، فيمكنه تحويل أنبوب أو مضخة دراجة هوائية إلى مسدس |
| Bütün girişlere sensor yerleştirip havalandırma kanallarını çelik mikro tuzaklarla donatacağım. - Harika. Güzel fikir. | Open Subtitles | محسسات كاملة في كل المداخل، ومنافذ هوائية خارجية مجهزة بشبكة فولاذية دقيقة. |
| Sonunda delirmiş bir yel değirmeni gibi olursunuz. | TED | و سينتهي بك المطاف بان تبدو كطاحونة هوائية سريعة |