| Dün gece arkadaşını döven şu adamlardan ve kaçtığın olaydan bahsettin ya... | Open Subtitles | ليلة أمس,عندما أخبرتينى عن هولاء الرجال يضربونا صديقك و أنتى تهربين منهم |
| Sadece etrafa bir bakıp, şu maden tesislerinden birini bizzat görmek istiyorum. | Open Subtitles | سأتجول قليلاً, اريد ان ارى واحد من هولاء من مرافق المناجم بنفسي |
| bu çocuklar hiçbir şey olabilir, ama Bunlar çok güçlüdür. | Open Subtitles | هولاء الاطفال لا يملكون شيئا لكنهم اقوى شيء في العالم |
| Bir ekolojist için bunların kesişimi doğal ortamdır fakat çoğu insan için Bunlar yuva anlamına gelir. | TED | بالنسبة لمتخصص بيئة، التقاطع بين هولاء هو المسكن الطبيعي. ولكن لمعظم الناس، التقاطع بين هولاء هو بيتهم. |
| Onlar bana bu adamlardan daha iyi olacağımızı ve başarısız olmayacağımızı hatırlatıyorlar.” | TED | فيقمن بتذكيري بأننا سنكون أفضل من هولاء الرجال وأننا لن نفشل |
| Teğmen Marko, bu beylerden Çetnik kampındaki faaliyetleri hakkında ayrıntılı bir rapor al. | Open Subtitles | ملازم ماركو أجعل هولاء السادة يعطونك تقرير واف عن أنشطتهم فى المعسكر هناك |
| bu delikte memnun olduğum her gün... Bunlardan bir tane alacaksın. | Open Subtitles | تحصل على واحدة من هولاء كل يوم مما يجعلني راضي بهذا |
| Bana lazım olan şey şu kadınların buraya nasıl sustalı soktuğunu öğrenmektir. | Open Subtitles | كل ما أريد معرفته هو كيف إستطاعت هولاء النساء إحضار سكين هنا؟ |
| bu olayın seni tesadüfen nasıl bulduğunu, şu Yahudi'yi falan anlat hadi. | Open Subtitles | اخبر هولاء الرجال , كيف انك تعثرت فى كل شئ حيال هذه الجواهر |
| Senin şu kökten çürümüş politikacı dostların olabilir. Ya? | Open Subtitles | اعتقد انهم هولاء الاقذار اصدقائك الساسة الاقذار |
| şu serserilerin ne işi var burada? | Open Subtitles | لماذا هولاء الغرباء يقومون بالالتفاف هنا؟ |
| Belki artık şu fahişeleri düzmemeliyiz. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لكى نتوقف عن ركل هولاء الساقطون |
| Onları şu açılış konuşmasını benim yapmam için ikna etmelisin. | Open Subtitles | يجب أن نحضر هولاء حتى ندير الخطاب الافتتاحى |
| Bunlar her kimse, çok gelişmiş oldukları kesin. | Open Subtitles | ايا كانوا هولاء فمن الواضح انهم متطورون للغاية |
| Bunlar Ferrariden daha fazla yakıt tüketiyorlar. | Open Subtitles | هولاء الرجال قدراتهم اعلى من تلك الفيرارى |
| Bunlar Christopher, Cathy ve ikizler Cory ve Carrie. | Open Subtitles | هولاء هم كرستوفر وكاثي والتوائم كوري وكاري |
| Neyse, Scott, Bunlar Timmy and Tommy Timmons kardeşler, | Open Subtitles | سكوتى على أى حال, هولاء تيمى وتومى تيمونز |
| Onlar gömülmeyecek ve bu nedenle ölümden sonra yaşamları olmayacak. | Open Subtitles | هولاء لن يدفنوا ولن تكون لديهم حياة أخرى. |
| Görüyorsunuz, Onlar sadece bıçaklarla nasıl konuşulacağını bilirler. | Open Subtitles | تستطيع ان ترى ان هولاء يتكلمون فقط مع سكاكينهم |
| # bu çocuklarla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum. Onlara ne desem? | Open Subtitles | لا اعرف كيف اتعامل مع هولاء الاولاد ماذا سأقول لهم ؟ |
| Eğer Bunlardan birine sahip olsaydınız dünya çok farklı olurdu | TED | إذا كان بمقدورك الحصول على أي واحدة من هولاء سيصبح عالماً مختلفاً جداً. |
| Bilirsin, bu tür insanlar, bu yıldızlar-- 8:30'a kadar ortaya çıkmazlar bile. | Open Subtitles | اتعرف, بعض هولاء الناس متتبعي الموضه لا يدخلون حتي الساعة الثامنة والنصف |
| O havuza girerek bu çocukları bir hastalık riskine maruz bıraktın. | Open Subtitles | عرضت للخطر هولاء الصغيرات لخطر صحي محتمل عبر دخولك لهذا المسبح |