| Eger bilgi güç ise bu dünyadaki en güçlü yer. | Open Subtitles | المعرفة قوة وذلك المكان هو أقوى مكان على وجه الأرض |
| Ve bu güneş sistemindeki en güçlü ışık kaynağı. | TED | وهذا هو أقوى مصدر للضوء في النّظام الشمسيّ. |
| Kurumlara ve benden büyük insanlara, benden daha güçlü her tür duruma karşı konuştuğum her gün o uçaktan düştüğümü hissediyorum. | TED | وأشعر في كل يوم أقول فيه الحقيقة في وجه المؤسسات والأشخاص الأكبر مني، وما هو أقوى مني، أشعر كأنني أسقط من تلك الطائرة. |
| Hep benden daha güçlü bir rakiple karşılaşmak istedim ama artık çok yoruldum. | Open Subtitles | لطالما تمنيت دائما مواجهة من هو أقوى مني ولكني سئمت |
| Vampirlerin en güçlüsü ünvanı verdikleri bu mu? | Open Subtitles | أهذا هو أقوى مصاص دماء في كل العصور ؟ |
| Alex, bir çift canlı herhangi bir sekiz toptan epey güçlüdür. | Open Subtitles | أليكس، وهو صبغي مزدوج هو أقوى بكثير من أي الكرة ثمانية. |
| Onu gördün. Ne kadar güçlü olduğunu biliyorsun. Kazanamazsın! | Open Subtitles | انه انتحار ، انت رأيته وتعرف كم هو أقوى منك |
| Keder, doğanın en kuvvetli azdırıcısıdır. | Open Subtitles | الحزن هو أقوى العوامل الطبيعة للإثارة الجنسية |
| Eğitim; özgürlük, iyi bir yaşam ve gelecek için savaşabileceğimiz en güçlü silahtır. | TED | التعليم هو أقوى سلاح نمتلكه لكي نحارب من أجل الحرية، والحياة الكريمة ومن أجل المستقبل. |
| Bu, dünyadaki en güçlü plastik patlayıcı. | Open Subtitles | هذا هو أقوى المتفجرات البلاستيكيه في العالم. |
| Bu, dünyadaki en güçlü plastik patlayıcı. | Open Subtitles | هذا هو أقوى المتفجرات البلاستيكيه في العالم |
| Tamam. Kremlin'i bombalamak dışında, verebileceğimiz en güçlü cevap nedir? | Open Subtitles | حسنا بعيدا عن الكرملين ما هو أقوى رد لدينا؟ |
| Kayıtlara geçmiş en güçlü kasırga olduğu sanılıyor. | Open Subtitles | و يعتقد الخبراء أن هذا هو أقوى إعصارا تم تسجيله |
| Bu görev için, çok daha güçlü biri gerekiyor. | Open Subtitles | أتركنّ هذهِ المهمّة إلى من هو أقوى منكنَّ. |
| Hiç kimse geçmişinin ve duygularının üstesinden gelen birinden daha güçlü değildir. | Open Subtitles | لا يوجد من هو أقوى من رجل يسيطر على مشاعره تصويب |
| Hiç kimse geçmişinin ve duygularının üstesinden gelen birinden daha güçlü değildir. | Open Subtitles | لا يوجد من هو أقوى من رجل يسيطر على مشاعره و على ماضيه |
| Bu kalp atışından daha güçlüsü olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد ما هو أقوى من نبض القلب ذاك؟ |
| Dünya gerçekliğinde Kung Lao kadar güçlüsü yok. | Open Subtitles | (لا يوجد من هو أقوى من (كانج لو بعالم الأرض |
| Konoha'nın Sarı Şimşek'i mi yoksa Beyaz Diş'i mi daha güçlüdür? | Open Subtitles | ،أتساءل من هو أقوى وميض كونوها الأصفر أم ناب كونوها الأبيض؟ |
| Gövdesi bir tür özel polimer ki bu da tipik karbon elyafından daha güçlüdür. | Open Subtitles | الرمح من نوع البوليمر المتخصص، والذي هو أقوى من ألياف الكربون المتخصصة. |
| Lian Chu, Gümüş Şövalye Gotik kadar güçlü ve bu bir peri masalı değil. | Open Subtitles | ليان شو) هو أقوى حتى) (من الفارس الفضي (جوثيك وهذه ليست قصه خياليه |
| Kuzeyde sizin kadar güçlü, sizin kadar kararlı ve azimli biri, ... ve sizin kadar yüce biri yok Lord Cassel. | Open Subtitles | في الجهة الشمالية, لا يوجد من هو أقوى منك ولا يوجد من هو أكثر منك نفوذاً ولا أكثر تصميماً من شجرة البلوط العملاقة يا (كاسيل) |
| Koklama duyusu en kuvvetli hafıza tetikleyicisidir. | Open Subtitles | بمعنى حاسة الشم هو أقوى الزناد الذاكرة. |
| Yavru çingiraklilar en tehlikelileridir, çünkü en kuvvetli zehir onlardadir. | Open Subtitles | وثعابين الطفل هي أخطر لأن السم هو أقوى. |