| Maalesef polis araştırması bu binada oldukça sık rastlanılan bir şey. | Open Subtitles | أخشى أن وجود الشرطة هنا هو أمرٌ لافت في هذه البناية |
| Okullar sürekli bunu yapmayı bıraktıklarında, kabul ediyorum, evet, deneme yanılmanın iyi bir şey olduğu açıktır. | TED | سوف أعترف بذلك .. عندما تتوقف المدارس عن القيام بذلك من الواضح ان اسلوب التجربة والخطأ هو أمرٌ جيدا .. |
| Size şunu arzetmeliyim ki bütün bunlar sadece mümkün değil aynı zamanda yapılıyorlar da ve bu son derece iyi bir şey. | TED | انا لا اقول لكم ان كل ما ذكرته هو أمرٌ ممكن .. بل هو حقيقي ويحدث في عدة مدن من حولنا وهو شيء رائع حقاً |
| Çocuğunu kaybetmek özellikle çocuk sahibi olanlarımız için dehşet verici bir şey. Hatta dehşetin ötesinde, felç edici, takatten kesen bir şey, bu nasıl olur. | TED | فقدان طفل ولا سيما لهولاء الذين لديهم أطفالهم هو أمرٌ مرعب، وأكثر من مرعب، إنه مشلٌ ومنهك وغير محتمل. |
| Peki senden yanlış bir şey yapmanı istesem? | Open Subtitles | ماذا لو طلبتُ منكِ فعل شيء لي و هو أمرٌ خاطىء؟ |
| Elbette bu asla kabul etmeyeceğimiz bir şey. Hayır. | Open Subtitles | و هو أمرٌ بالتأكيد لن نسمح بحدوثه أبداً. |
| Aşk fedakârlıktır açıkça senin anlayamadığın bir şey. | Open Subtitles | الحبّ تضحية و هو أمرٌ يبدو أنّكِ لا تفهمينه |
| - Önemli olan tek bir şey var. - Marty, rahat dur. | Open Subtitles | ــ المهم هو أمرٌ واحد فقط ــ "مارتى" إبق ساكنا ً |
| Çabalaman çok güzel bir şey. | Open Subtitles | حقيقة أنكَ تكافح معه هو أمرٌ جيد |
| Eren'in bugünkü durumu geçici bir şey. | Open Subtitles | .إن وضع إيرين الحالي هو أمرٌ مؤقت |
| Aileme yardım ederken öleceğim ve bu senin kesinlikle anlayamayacağın bir şey. | Open Subtitles | -تقصد "عندما " سيكون أثناء مساعدة عائلتي و هو أمرٌ لا يمكن لأحدٍ مثلك أنْ يفهمه |
| Benim için yapman gereken bir şey işte. | Open Subtitles | إنما هو أمرٌ أحتاجُ فعلهُ لأجلي. |
| Şu an beni ilgilendiren tek şey var, baba olmak böyle bir şey. | Open Subtitles | مايهمني الآن هو أمرٌ واحد وهو الأب |
| Utanç verici bir şey, değil mi? | Open Subtitles | -ماذا؟ -هل هو أمرٌ محرج , أليس كذلك؟ |
| - Stresten dolayı iştahın, artacak, ki bu berbat bir şey çünkü sürekli gidip senin şu sevdiğin etli böreklerden almak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | -و تنفّسين غضبكِ بالطعام، و هو أمرٌ سيّء لأنّني سأُضطرّ للذهاب و إحضار فطائر القوقعة التي تحبّينها من أجلكِ... |
| Merak etmek güzel bir şey. | Open Subtitles | كونك فضولي هو أمرٌ جيد. |
| Bu kötü bir şey değil mi? | Open Subtitles | مما هو أمرٌ سيئ، صحيح؟ |
| Hiç kimse için böyle bir şey dilemem. | Open Subtitles | و هو أمرٌ لا أتمنّاه لأيّ أحد |
| Marco, çölde kızılderili öldürülmesi başka bir şey ama o Bay Sol'ün tek oğlunu öldürdü. | Open Subtitles | (ماركو)! {\pos(192,240)}وفاة شخصٍ لا معنى له هو أمرٌ آخر |
| Ama senin şüpheciliğin kabul görülebilir bir şey. | Open Subtitles | لكن شكك هو أمرٌ متوقعٌ منه |