| Bunun doğru bir hareket olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تعتقد أن هذا هو التصرف الصحيح؟ |
| - Bence bu doğru bir hareket değil. | Open Subtitles | لا أعتقد أن هذا هو التصرف الصحيح. |
| Zekice bir hareket. | Open Subtitles | هذا هو التصرف الذكي |
| Çevrede çok fazla kedi ve yılan olacak mı? Ya da mesela ben üst sınıf bir semtte mi yaşayacağım? Toplumsal olarak kabul görmek için tek yapmam gereken doğru düzgün davranmak mı olacak? | TED | هل سيكون هناك الكثير من القطط والأفاعي في الأرجاء؟ أم أنني سأحيا في أحد أحياء الطبقة الراقية؟ حيث كل ما عليّ فعله هو التصرف على نحوٍ جيدٍ وملائم، وهو ما سيجعلني أحظى بقبولٍ اجتماعي؟ |
| Şu anda yapabileceğiniz en doğru şey, her zamanki gibi davranmak. | Open Subtitles | أفضل شئ تستطيعين عمله الآن هو التصرف كما كنتِ تفعلين |
| Olgun bir hareket olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | حسبتُ أن ذلك هو التصرف الناضج |
| Sırrımızı tahmin etmelerinin imkanı yok. Tek yapmamız gereken sıradan bir aile gibi davranmak. | Open Subtitles | من المحال أن يخمنوا سرنا، كل ما علينا فعله هو التصرف كأننا عائلة عادية |
| Çizgiler tamam. Ama yapmamız gereken gerçekten Tigger gibi davranmak. | Open Subtitles | لكن ماعلينا فعله هو التصرف كـ(نمّور) حقيقى |
| - Hayır, yapman gereken akıllı davranmak. | Open Subtitles | كلا, ماتحتاجه هو التصرف بذكاء |