| Bunun biyokimyasal bir silah olduğunu ve bu halkın parasıyla geliştirildiğini mi söylüyorsunuz? | Open Subtitles | هل هو السلاح الكيماوي الحيوي الذي أعلّنا عنه عالمياً أنّه يطوّر بمالنا؟ |
| Tam olarak ne tür bir silah ayarlıyordun? | Open Subtitles | هل هذا هو السلاح الذي تعيد تعبئته؟ |
| Bu, savaşı ortadan kaldıracak bir silah. | Open Subtitles | هذا هو السلاح الذي من شأنه إنهاء الحرب |
| Şu anda Card'a karşı kullanabileceğimiz tek silah bu adam, ama onu Miami'ye canlı götürmeliyiz. | Open Subtitles | في الوقت الحالي هذا الرجل هو السلاح الوحيد ضد كارد لكن علينا أن نعيده إلى ميامي على قيد الحياة |
| Para bir silahtır, Mark, yerinde kullanılırsa, hayır için kullanılacak bir araç. | Open Subtitles | " المال هو السلاح " مارك أداة تستخدم للخير استعملها بشكل ملائم |
| Stark'ı öldüren silah buydu. | Open Subtitles | هذا هو السلاح الذي إستُخدم لقتل (ستارك). |
| Bazen hayatta sahip olduğumuz tek silah budur. | Open Subtitles | أحياناً يكون هو السلاح الوحيد الذي نمتلكه في الحياة |
| Ne zaman bir kavga olsa, ağzı bir silah gibi... | Open Subtitles | كلما كان هناك شجار فإن فمها هو السلاح... |
| Bayım bu gerçek bir silah. | Open Subtitles | -يا سيدي ، هذا هو السلاح الحقيقي |
| Bu şeyin bir silah olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد بأن هذا الشيء هو السلاح |
| Sen bir silah giyiyorsun. Ben kendim silahım. | Open Subtitles | أنت ترتدي سلاح, أنا هو السلاح |
| İşte, bu gerçek bir silah. | Open Subtitles | هذا هو السلاح الحقيقيّ. |
| Bu bir silah. | Open Subtitles | هذا هو السلاح |
| Asıl önemlisi elimizdeki tek silah bu... ..ve sadece üç mermi kaldı. | Open Subtitles | إن هذا هو السلاح الوحيد و جلّ ما تبقى لنا هو 3 طلقات |
| İhtiyacım olan tek silah bu. | Open Subtitles | هذا هو السلاح الوحيد الذى أحتاج إليه |
| Borç toplumları feth etmek ve köleleştirmek için kullanılan bir silahtır ve faiz onun en iyi mermisidir. | Open Subtitles | الدين هو السلاح الذي يستخدم لقهر واستعباد المجتمعات, و الفائدة هي ذخيرته الأساسية. |
| Böyle zamanlarda korku, doğruluk ve adalet için çalışanlara karşı kullanılan en büyük silahtır. | Open Subtitles | الخوف , فى هذا الوقت هو السلاح الاعظم الذي يستخدم نفوذه ضد هولاء الذين يقفوا فى وجة الحق والعدالة |
| Taşıdığı silah buydu. Tamam. | Open Subtitles | 230)}هذا هو السلاح الذي كان يحمله |
| silah budur. | Open Subtitles | فهذا هو السلاح. |
| Mükemmel silah budur. | Open Subtitles | هذا هو السلاح المثالي |