| - Para ve saygı böyle kazanılır. | Open Subtitles | هذا هو المال وهذا هو الاحترام الآن |
| Hâkim iş düşüncesine göre “Para için.” | TED | وتقول الأعمال التجارية الرئيسية أن الهدف هو المال. |
| Onları yönlendirebileceği tek gerçek kanıt paran. | Open Subtitles | أعني، الدليل الوحيد الحقيقي الذي قد تقودهم به إليك، هو المال |
| O şeye dikkat et, dostum. Al parayı, ver zulayı. | Open Subtitles | احترس لهذا الشيء ، يا رجل ها هو المال ، أعطني الحشيش |
| Bu dünyadaki en önemli şey para, para ve paradır! | Open Subtitles | اهم شيء في هذا العالم هو المال المال, المال, المال |
| Nerede olduğunu Tanrı bilir ve tek düşündüğün şey para. | Open Subtitles | والله اعلم اين هو, وكل ما تفكرين به هو المال |
| Bilirsiniz, vakit nakittir derler ve ben çok büyük bağışlar yaparım. | Open Subtitles | وأنت تعلم هم يقولون ان الوقت هو المال ولقد عرفت بعمل بعض التبرعات الكبيرة جدا |
| Bu Grant geldiği zaman insanların sakladığı para mı? | Open Subtitles | هل هذا هو المال الذي خبأه الرجال عندما اعتقدوا ان جرانت كان قادما ؟ |
| Ekonomistlerin yaptıkları temel hata paranın para olduğunu düşünmeleri. | TED | لذلك فحيث ترتكب الاقتصاديات خطاءً أساسياً هو انهم يعتقدون ان المال هو المال |
| - Para nerede? | Open Subtitles | -أين هو المال ؟ |
| - Para nerede? - Güvende. | Open Subtitles | اين هو المال - بأمان - |
| - Para nerede? | Open Subtitles | أين هو المال ؟ |
| Sadece Para için yapıyorlar gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدوا أن مغزاهم هو المال - هيرتز |
| Senin yalnızca paran var bu yüzden çok fakirsin | Open Subtitles | انت فقير للغايه والشىء الوحيد الذى تملكه هو المال |
| Bu senin paran değil tabi. | Open Subtitles | انها ليست مثل ذلك هو المال الخاص بك. |
| - Evet, var ama... - Bu parayı kullanmıyorum. | Open Subtitles | حسنا, نعم, لكن هذا هو المال الذي لن استخدمه |
| Battın ve bunu biliyorsun. Bu yüzden parayı düşünüyorsun. | Open Subtitles | لقد اخفقت وانت تعلم ذلك وكل ماتهتم به هو المال |
| Ben bir bankacıyım. Bankacıların anladığı bir şey varsa o da paradır. | Open Subtitles | أنا مصرفي , و هنالك شئ واحد يعرفه المصرفيين و هو المال |
| Ve benim gibi bir adam için zaman paradır. Bu arada telefonunuz kesik. | Open Subtitles | وأموالى، والوقت هو المال بالنسبة لرجل مثلى وهاتفك معطل بالمناسبة |
| Çocuğum olmadığı için, beni tek ilgilendiren şey para maalesef. | Open Subtitles | للاسف ، ملاذ الوحيد هو المال ، بما انه ليس لدى اطفال |
| Zaman nakittir ve ben de size bunu öneriyorum. | Open Subtitles | حسناً ، الوقت هو المال وهذا ما أعرضه عليكَ |
| Her neyse bu artık iyi bir nedeni olsa iyi olur. Çok zamanım yok. Vakit nakittir. | Open Subtitles | مهما كان الأمر، أتمنى أن يكون جيّداً، ليس لدي الكثير من الوقت، الوقت هو المال. |
| Masaya bıraktığım para mı yani? Bu benim mi? | Open Subtitles | هل هذا هو المال الذى تركته على الطاولة ؟ |
| Seni bir daha görmemeye söz vermem gerektiğini, benimle ilgilenmediğini, bütün derdinin para olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت ان علي ان اعدها الا اقابلك مجددا وانك لست مهتم بي اطلاقا. كل ما اردته هو المال |