"هو الموت" - Translation from Arabic to Turkish

    • ölümdür
        
    • ölüm
        
    • ölmek
        
    • ölü adamlarız
        
    İçerideki mezar odasına gidiş yolunu bilmenin cezası ölümdür. Open Subtitles عقاب معرفة الطريق الى الغرفة الداخلية هو الموت.
    Bu suçlar Camelot'a karşı ihanet demek olup, kanuna göre cezası ölümdür. Open Subtitles هذه الجرائم تشكل أحد مظاهر الخيانه فى كاميلوت و عقوبتها طبقا للقانون هو الموت
    Bana göre ölüm ölümdür. Open Subtitles الطريق الأول ننظر إليها ، والموت هو الموت.
    Önceleri, bu dünyada en korkunç şeyin ölüm olduğunu sanırdım. Open Subtitles في السابق , كنت أعتقد بأن أكثر الأشياء اثارة للرعب في هذا العالم هو الموت
    Hep ölüm ve kargaşayla ilgilenirsiniz haberi nasıl aldığınız farketmez. Open Subtitles أنتم أيها الناس كل ما تهتمون به هو الموت و الفوضى و لا يهمكم من تدوسونه لتحصلوا على القصة
    Ve bu onlara uygun ise benim için ölmek uygundur. Open Subtitles واذا كان ذلك يناسبهم فما يناسبني هو الموت
    Yapabileceğin en iyi şey kaldırım kenarında ölmek! Open Subtitles أفضل ما يمكنك فعله هو الموت في بالوعة مجاري
    Böylece biz de anladık ki artık ölü adamlarız. Open Subtitles -لذا توقعنا أن ذلك, هو الموت
    Belki de tek aradığın ölümdür. Kalbindeki acı bunun için yalvarıyor. Open Subtitles ربما ما تبحث عنه هو الموت الألم الذي سيألم قلبك
    Eninde sonunda bu fatal kadın imgesinin simgelediği şey ölümdür. Open Subtitles في الأساس، ما تمثله هذه الصورة الصورة الساحرة للمرأة المغوية المدمرة هو الموت
    Daha sonra bir buçuk yıl, on sekiz yıl, ve son çıkış ölümdür. Open Subtitles بعدهما عام و نصف أو 18 عام و المخرج الأخير هو . . الموت
    Cezası gerçek ölümdür. Başına bu gelsin istemem. Open Subtitles والعقاب هو الموت الحقيقي ولا اتمنى ذلك لك
    Korku toptan yok oluşu getiren küçük ölümdür. Open Subtitles الخوف هو الموت الصغير الذي يحمل في طياته الإبادة
    İnsanın kesin olarak tadacağı tek şey ölümdür. Open Subtitles الشىء الوحيد الذى يضمنة الرجل فى حياتة هو الموت
    Buradan sürülmek dünyadan sürülmek, Dünyadan sürülmekse ölüm. Open Subtitles لذلك فالنفي منها هو النفي من العالم كله والنفي إلى الخارج هو الموت بعينه إنه أسوء تسمية للموت
    Sonra geriye kalan tek şey ölüm. Ama bunu başka bir gün başka bir kahveyle konuşuruz. Open Subtitles بعد هذا هو الموت ,و لكن هذا ليوم اخر و لفنجان قهوة اخر
    Yaşayan konukçuya karşı işlenen suçlarda ve köleleştirdiğiniz ya da öldürdükleriniz için cezanız ölüm. Open Subtitles للجرائم المرتكبة ضد الانسانية ولكل الذين قتلوا واستعبدوا الحكم هو الموت
    Yapabileceğin en iyi şey kaldırım kenarında ölmek! Open Subtitles أفضل ما يمكنك فعله هو الموت في بالوعة مجاري
    Biliyorum, işte bu yüzden tek çözümüm ölmek. Open Subtitles اعلم ذلك ولهذا السبب فان الحل الوحيد بالنسبة لي هو الموت
    Zeki bir adam bir keresinde, "ölmek, rüzgâra karşı çıplak durup güneşte yok olmaktan başka bir şey değildir" demiştir. Open Subtitles رجل حكيم قال ذات يوم ما هو الموت سوى الوقوف عارياً للرياح تنتظر
    ölmek yalnız olan bir şey. Bunu ikimiz de biliyoruz. Ama öyle olmak zorunda değil. Open Subtitles مصيرك هو الموت وحيدة نعلم ذلك، لا داعي لذلك
    Böylece biz de anladık ki artık ölü adamlarız. Open Subtitles -لذا توقعنا أن ذلك, هو الموت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more