"هو تهديد" - Translation from Arabic to Turkish

• bir tehdit
• tehdidi de
• bir tehdittir

Bu Darth Maul Cumhuriyet için direk bir tehdit olarak gözükmüyor.
لا يبدوا ان هذا الدارث ميول هو تهديد مباشر للجمهورية

O zaman patronu, o konuda bizden daha büyük bir tehdit olur.
ولكن صاحب عمله هو تهديد أكبر فى هذا القسم أكثر منا

Ve bu sıra dışı bir tehdit ve sıra dışı önlemler gerektiriyor.
وهذا هو تهديد غير اعتيادى لما يبدوا انه نشاط غير اعتيادى

Üstü kapalı ölüm tehdidi de geldi.
ها هو تهديد الموت الخفي

Afrika'da karşı karşı olduğumuz durum ise, İnsan onur ve eşitliğine bir tehdittir.
وما نواجهه في افريقيا هو تهديد غير مسبوق للكرامة الانسانية و المساواة.

Bir saniye. Liam buna bir tehdit mi sanıyorsun?
أوهو , أنتظر أنت تظن بان ليام هو تهديد لهذا ؟

Gizliliğimize doğrudan bir tehdit bu. Kaç yılındayız, 1720'lerde mi?
هو تهديد إلى سريتنا ، ما هذا 1720 ?

O adam, şirketin tüm kazanımlarına bir tehdit.
هو تهديد لجميع ماتكسبه الشركة.

"Seni haklayacağım" kesinlikle bir tehdit ama çocuk olması durumunda ayrıca oyun sırasında söylenen bir tabir de olabilir.
"سأنال منك" هو تهديد عادة لكن في حالة الأطفال من الممكن أن تكون عبارة تتردد خلال اللعب

Geri kalanım senin geri gelmediğinden ve şu gördüğümün sadece hepimiz için başka bir tehdit olduğundan korkuyor.
يخشى أنكِ لم تعودي... وما أراه هو تهديد آخر فحسب، لنا جميعاً

Artık o, gücü elinde tutan herkes için bir tehdit.
هو تهديد لجميع من هم في السلطة الآن

Gelişi nasıl bir tehdit oluşturur.
إنّ مجرّد وجودها هو تهديد

İspanya'da olan şey bizim demokrasimize de bir tehdittir.
ما يحدث في اسبانيا هو تهديد لدمقراطيتنا ايضاً

Dr. King'in de bir zamanlar dediği gibi... "... bir yerde yapılan haksızlık her yerdeki adalete bir tehdittir...
الظلم في أي مكان هو تهديد للعدالة في كل مكان

Elijah Mikaelson bizi kehanetin onun yok oluşuna sebep olacağına inandırmış olsa da kehanet bizim atamıza... ve bize karşı bir tehdittir.
بغض النظر عمّا ربّما أقنعنا به (إيلايجا مايكلسون) فإن نبوءة هلاكه حقّ يقين. وإن تهديدًا لربيب تحوُّلنا هو تهديد لنا أجمعين.