| Bu küçük radyo son derece karmaşık bir tek yönlü sinyal cihazı. | Open Subtitles | هذا المذياع الصغير هو جهاز معقد يستعمل من جهة واحدة لإيجاد الأمكنة |
| İhtiyacı olan tek şey, yapay zeka ve internet ile arayüz oluşturmak için gereken etiket cihazı. | TED | كل ما يحتاجه هو جهاز ملصق للواجهة مع الذكاء الاصطناعي و الانترنت. |
| Tamam, bunun bir iletişim cihazı olduğunu okuduğumda, şu girintili bölümler tanıdık gelmişti. | Open Subtitles | عندما قرأت بأن هذا هو جهاز اتصال.. أدركت بأن شكل هذه الفجوات يبدو مألوفاً |
| - Bize gelen sinyal bu olmalı. | Open Subtitles | لابُد أن هذا هو جهاز الإستغاثة الذي تواصل معنا |
| Bilgisayar hesap yapmak için kullanılan, otomatik elektronik bir aygıttır. | Open Subtitles | الكومبيوتر هو جهاز إليكتروني أوتوماتيكي يستخدم في إجراء الحسابات |
| Beyin biyoelektriksel bir aygıttır. | Open Subtitles | المخ هو جهاز كهربي حيوي |
| Şu ana kadar, elimizde ki tek ipucu Ellie'de bulduğumuz dinleme cihazı. | Open Subtitles | "حسناً, الخيط الوحيد الذي لدينا هو جهاز التصنط الذي وجدناه في "ايلي |
| Elimizdeki tüm ekipman bir sonogram ve taşınabilir röntgen cihazı. | Open Subtitles | كلّ ما لدينا هو جهاز صدى محمول وجهاز تصويرٍ سينيّ محمول |
| Mümkün olan tek tetikleyici, kısa dalga kumanda, çağrı cihazı gibi. | Open Subtitles | الاحتمال الوحيد الاَخر القادح هو جهاز لاسلكي قصير المدى، مثل "البيجر" |
| X-Ray cihazı veya hastaneye ek bina mı? | Open Subtitles | هل هو جهاز فحص بالأشعة السينيّة أو جناح جديد في المستشفى؟ |
| X-Ray cihazı veya hastaneye ek bina mı? | Open Subtitles | هل هو جهاز فحص بالأشعة السينيّة، أو جناح جديد في المستشفى؟ |
| Kayıt cihazı nerede? Bence asıl soru Briggs nerede? | Open Subtitles | أين هو جهاز التسجيل؟ حسناً، الآن أعتقد بأن أفضل سؤال هو |
| Sadece bir bomba değil. Kimyasal salınım cihazı. | Open Subtitles | وليس مجرد قنبلة، بل هو جهاز تشتت الكيميائية. |
| Demek bu, uzay laboratuarı izleme cihazı. | Open Subtitles | لذلك هذا هو جهاز تتبع سكاي لاب؟ |
| İzleme cihazı, monitör, yazıcı, eğer gerek duyarsanız. | Open Subtitles | ها هو جهاز ضبط الخلل, والشاشة والطابعة |
| Bize gelen sinyal bu olmalı. | Open Subtitles | لابُد أن هذا هو جهاز الإستغاثة الذي تواصل معنا |
| Kaleminizin sinyal gönderdiğini sanıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تظن أن قلمك هو جهاز إرسال |